FETÖ-PDY davasına Aziz Bayrak damga vurdu

GÜNDEM 09.01.2017 - 17:27, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:24
 

FETÖ-PDY davasına Aziz Bayrak damga vurdu

Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliye konferans salonunda yapıldı. Duruşmada aralarında eski SDÜ rektörü Hasan İbicioğlu, eski rektör yardımcıları  Talip Türcan, Süleyman Seydi, Eski Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç, örgütün bölge imamı olduğu iddia edilen Osman Demirhan ile bazı işadamlarının da bulunduğu 48 tutuklu sanık i ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu. Akşehir Cezaevin'de bulunun tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı. KARAKOÇ: SAKINCA GÖRMEDİM Davanın bugünkü duruşmasında ilk olarak Eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç hakkında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açılan bir başka davaya ilişkin Karakoç'un savunması alındı. Mahkeme heyetinin 2014 yılında  Karakoç'un çocuklarını FETÖ'ye ait  bir eğitim kuruman neden gönderdiğine ilişkin soruya Karakoç, özel okul teşvikinden faydalanmak için gönderdiğini ve bu teşvikten de yararlandığını söyledi.  Karakoç, 17-25 Aralık sonrası Bank Asya'daki hesap hareketlerine ilişkin soruya da "Bankanın kredi kartını kullanıyordum.  Bir başka bankadan yaptığım EFT'yle kredi kartı borçlarını ödemek içindi. Bunu yaparken bir sakınca görmedim" yanıtını verdi. 'TAMER YARDIMCI OLDUKTAN SONRA FETÖ İŞGALİ BAŞLADI' Duruşmaya damga vuran isim, müştekilerden SDÜ'nün Eski Genel Sekreteri Aziz Bayrak oldu.  2011 mayıs ayından sonra SDÜ'nün FETÖ yapılanması tarafından işgal edildiğini öne süren Bayrak, "O dönem sahte soruşturmalarla görevden alındım. Önce fakülte sekreteri ardından bilgisayar işletmeni olarak görevlendirildim. Rektörlük seçimleri öncesi, o dönem  (davanın firari sanığı) Numan Tamer'in adı ağırlık kazandı. Daha sonra Hasan İbicioğlu adı öne çıktı. Bir  platform kuruldu. Bu platformun amacı Fetullahçı adayın seçilmesi sağlamaktı.  Böylece desteklenen aday seçildi. Seçimlerde oy verecek öğretim üyeleri de bu yapı tarafından İbicioğlu'nun desteklenmesi yönünde yönlendirildi. Numan Tamer, yardımcı olduktan sonra FETÖ akademik ve idari birimleri işgal etti. Personel alımları da şu anda mevcut Rektör İlker Çarıkçı  tarafından organize edilmeye başlandı. Hatta (davanın tutuklu sanığı) Talip Türcan, Numan Tamer'in odasına gelerek saatlerce çalışmıştır. Numan Tamer'in bu yapının en önemli adamı olduğu açıkça ifade edilmiştir. Eleman alımlarını uhdesinde bulunduran Numan Tamer bu işleri İlker Çarıkçı ile götürmüştür. Çarıkçı profesör olduktan sonra da İletişim Fakültesi dekanı olmuştur" dedi. BANA 'CEMAAT SENİ BURADA İSTEMİYOR' DEDİ Bayrak, zamanla FETÖ'nün kripto yapılanmasının ortaya çıktığını ve FETÖ'ye ait üniversitelerle işbirliği yapılarak bu üniversitelere SDÜ'den öğretim üyesi desteği sağlandığını, SDÜ'nün adeta bir ağabeylik görevi üstlendiğini hatta bu desteğin 17-25 Aralık sonrası bile sürdüğünü söyledi.  İbicioğlu'nun kendisine sürekli baskı uyguladığını öne süren Bayrak, "İbicoğlu'nun kendisine 'Bak Aziz Bayrak ben cemaatin desteğiyle seçimi kazandım. Cemaat senin burada durmanı istemiyor. Senin yerine benim seçilmemde yardım eden cemaatten birinin getirilmesi isteniyor. Benim hiddetimden kork' dediğini söyledi. Daha sonra Numan Tamer'in kendisine görevi bırakması için yazı gönderdiğini, anahtarlarının elinden alındığını ifade eden Bayrak, "2012'nin sonlarında İlker Çarıkçı bana gelerek 'Senin durumunla ilgili cemaatle görüştüm. Senin kalman için razı edemedim. Seni istemiyorlar' dediğini de iddia etti. 'PARALELYAPI GİTMEM İÇİN HER TÜRLÜ REZALETİ YAPTI' Kendisi hakkında cinsel tacizde bulunduğu yönünde şikayet dilekçesi verildiğini belirten Bayrak, "Bu konuyla ilgili dilekçe verilmeden önce dönemin Valisi (davanın tutuklu sanığı) Memduh Oğuz'la telefon görüşmem oldu. Bana ne zaman emekli olmayı düşündüğümü sorup hakkımda taciz dilekçesi olduğunu emeklilik dilekçemi verdiğim halde bu dilekçeyi geri aldırabileceğini söyledi. Ben de  böyle bir şey yapmadığımı o nedenle getirmeyeceğimi söyledim Bana, 'Aziz bey gelinin damadın var. Aklanıncaya kadar bir kaç sene geçer üzülürsün' dedi. Ben de bir yerel gazetenin sahibi olan İsmail Rüştü Çelik'i arayarak şantaj kokusu aldığımı söyledim. İsmail Bey Vali ile görüşmüş.  Telefonda Vali  'bana bu telefonu İbicioğlu açtırdı. Aziz Bey hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ben bir şekilde o dilekçeyi el çektireceğim' demiş ve görüşme bitmiş. Daha sonra ben  emniyete gittim. Vali ile yapılan görüşmeden sonra dilekçenin verildiğini gördüm. Bu nedenle ben de Vali  Bey'in FETÖ kumpası içinde yer aldığı düşüncesi hasıl oldu" ifadesini kullandı. 14 ayrı soruşturma geçirdiğini ve hepsinden ceza aldığını ileten Bayrak, kendisinin üniversiteden gitmesi için paralel yapının her türlü rezaleti ve ahlaksızlığı yaptığını öne sürdü. 'GEL KOZLARIMIZI PAYLAŞALIM' İDDİASI   28 Haziran 2014 tarihinde  kendi evinde olduğu sırada İbicoğlu'nun aracıyla evinin önünden geçtiğini daha sonra  evinin oraya gelerek ' Bana, gel dağa çıkalım kozlarımızı paylaşalım' dediğini anlatan Bayrak, "Ben de ona gel gücün yetiyorsa burada paylaşalım' dediğini iletti.  Davanın iddianamesinde yer alan Yüksek Öğrenim Sosyal Kalkındırma Eğitim ve Kültür Derneği'nin faaliyetlerine ilişkin soruya da Bayrak , "Dernek yöneticileri kafeterya, kantin işletmecilerini haraca bağlayarak  para topladılar. Para vermeyen işletmeciler taciz edildi" yanıtını verdi. Bayrak, üniversiteye gelen yabancı öğrencilerden öğrenim harcı dışında para alınamayacağını belirterek, öğrenci koçluğu adı altında gayrı yasal para toplanarak öğrencilerin getirildiğini toplanan paraların öğretim üyelerine dağıtıldığını iddia etti. Bayrak, Mevlana Öğrenci Değişim programı kapsamında FETÖ'nün yurtdışındaki üniversiteleri ile protokol imzalandığını, böylece FETÖ militanlarının yetişmesinin sağlandığını da  söyledi.  Aziz Bayrak,  sanık avukatları ve sanıkların sorularını yanıtlarken, İbicioğlu'nun sorularına 'Sana cevap vermek istemiyorum' şeklinde karşılık verdi. 'ÖĞRENCİLERİN FETÖ YURTLARINA YÖNLENDİRİLMESİ İSTENDİ' Müşteki Hülya Özmeren de şartları yerine getirmesine rağmen İbicioğlu döneminde kendisine kadro verilmediğini, 20 ay bekletildiğini söyledi. Özmeren, kadrosunun neden verilmeme nedeninin çevresinden duyduğu kadarıyla örgütün evlerine maddi destek sağlamadığından kaynaklandığını  söyledi. Müşteki eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı İlksen Bağcı da İbicioğlu'nun  Arnavutluk'ta FETÖ'ye ait bir üniversitede öğretim üyeliği yaptığını, bu şekilde İbicioğlu'nun rektörlüğe hazır hale getirildiğini söyledi.  İbicioğlu'nun göreve başlamasının ardından kendisinden üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerinin listesinin ve bu öğrencilerin FETÖ bağlantılı yurtlara yönlendirilmesinin istendiğini belirten  Bağcı, kendisinin bunu kabul etmediğini ve bu nedenle görevinden alındığını sözlerine ekledi. Mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.

Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliye konferans salonunda yapıldı. Duruşmada aralarında eski SDÜ rektörü Hasan İbicioğlu, eski rektör yardımcıları  Talip Türcan, Süleyman Seydi, Eski Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç, örgütün bölge imamı olduğu iddia edilen Osman Demirhan ile bazı işadamlarının da bulunduğu 48 tutuklu sanık i ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu. Akşehir Cezaevin'de bulunun tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı.

KARAKOÇ: SAKINCA GÖRMEDİM

Davanın bugünkü duruşmasında ilk olarak Eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç hakkında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açılan bir başka davaya ilişkin Karakoç'un savunması alındı. Mahkeme heyetinin 2014 yılında  Karakoç'un çocuklarını FETÖ'ye ait  bir eğitim kuruman neden gönderdiğine ilişkin soruya Karakoç, özel okul teşvikinden faydalanmak için gönderdiğini ve bu teşvikten de yararlandığını söyledi.  Karakoç, 17-25 Aralık sonrası Bank Asya'daki hesap hareketlerine ilişkin soruya da "Bankanın kredi kartını kullanıyordum.  Bir başka bankadan yaptığım EFT'yle kredi kartı borçlarını ödemek içindi. Bunu yaparken bir sakınca görmedim" yanıtını verdi.

'TAMER YARDIMCI OLDUKTAN SONRA FETÖ İŞGALİ BAŞLADI'

Duruşmaya damga vuran isim, müştekilerden SDÜ'nün Eski Genel Sekreteri Aziz Bayrak oldu.  2011 mayıs ayından sonra SDÜ'nün FETÖ yapılanması tarafından işgal edildiğini öne süren Bayrak, "O dönem sahte soruşturmalarla görevden alındım. Önce fakülte sekreteri ardından bilgisayar işletmeni olarak görevlendirildim. Rektörlük seçimleri öncesi, o dönem  (davanın firari sanığı) Numan Tamer'in adı ağırlık kazandı. Daha sonra Hasan İbicioğlu adı öne çıktı. Bir  platform kuruldu. Bu platformun amacı Fetullahçı adayın seçilmesi sağlamaktı.  Böylece desteklenen aday seçildi. Seçimlerde oy verecek öğretim üyeleri de bu yapı tarafından İbicioğlu'nun desteklenmesi yönünde yönlendirildi. Numan Tamer, yardımcı olduktan sonra FETÖ akademik ve idari birimleri işgal etti. Personel alımları da şu anda mevcut Rektör İlker Çarıkçı  tarafından organize edilmeye başlandı. Hatta (davanın tutuklu sanığı) Talip Türcan, Numan Tamer'in odasına gelerek saatlerce çalışmıştır. Numan Tamer'in bu yapının en önemli adamı olduğu açıkça ifade edilmiştir. Eleman alımlarını uhdesinde bulunduran Numan Tamer bu işleri İlker Çarıkçı ile götürmüştür. Çarıkçı profesör olduktan sonra da İletişim Fakültesi dekanı olmuştur" dedi.

BANA 'CEMAAT SENİ BURADA İSTEMİYOR' DEDİ

Bayrak, zamanla FETÖ'nün kripto yapılanmasının ortaya çıktığını ve FETÖ'ye ait üniversitelerle işbirliği yapılarak bu üniversitelere SDÜ'den öğretim üyesi desteği sağlandığını, SDÜ'nün adeta bir ağabeylik görevi üstlendiğini hatta bu desteğin 17-25 Aralık sonrası bile sürdüğünü söyledi.  İbicioğlu'nun kendisine sürekli baskı uyguladığını öne süren Bayrak, "İbicoğlu'nun kendisine 'Bak Aziz Bayrak ben cemaatin desteğiyle seçimi kazandım. Cemaat senin burada durmanı istemiyor. Senin yerine benim seçilmemde yardım eden cemaatten birinin getirilmesi isteniyor. Benim hiddetimden kork' dediğini söyledi. Daha sonra Numan Tamer'in kendisine görevi bırakması için yazı gönderdiğini, anahtarlarının elinden alındığını ifade eden Bayrak, "2012'nin sonlarında İlker Çarıkçı bana gelerek 'Senin durumunla ilgili cemaatle görüştüm. Senin kalman için razı edemedim. Seni istemiyorlar' dediğini de iddia etti.

'PARALELYAPI GİTMEM İÇİN HER TÜRLÜ REZALETİ YAPTI'

Kendisi hakkında cinsel tacizde bulunduğu yönünde şikayet dilekçesi verildiğini belirten Bayrak, "Bu konuyla ilgili dilekçe verilmeden önce dönemin Valisi (davanın tutuklu sanığı) Memduh Oğuz'la telefon görüşmem oldu. Bana ne zaman emekli olmayı düşündüğümü sorup hakkımda taciz dilekçesi olduğunu emeklilik dilekçemi verdiğim halde bu dilekçeyi geri aldırabileceğini söyledi. Ben de  böyle bir şey yapmadığımı o nedenle getirmeyeceğimi söyledim Bana, 'Aziz bey gelinin damadın var. Aklanıncaya kadar bir kaç sene geçer üzülürsün' dedi. Ben de bir yerel gazetenin sahibi olan İsmail Rüştü Çelik'i arayarak şantaj kokusu aldığımı söyledim. İsmail Bey Vali ile görüşmüş.  Telefonda Vali  'bana bu telefonu İbicioğlu açtırdı. Aziz Bey hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ben bir şekilde o dilekçeyi el çektireceğim' demiş ve görüşme bitmiş. Daha sonra ben  emniyete gittim. Vali ile yapılan görüşmeden sonra dilekçenin verildiğini gördüm. Bu nedenle ben de Vali  Bey'in FETÖ kumpası içinde yer aldığı düşüncesi hasıl oldu" ifadesini kullandı. 14 ayrı soruşturma geçirdiğini ve hepsinden ceza aldığını ileten Bayrak, kendisinin üniversiteden gitmesi için paralel yapının her türlü rezaleti ve ahlaksızlığı yaptığını öne sürdü.

'GEL KOZLARIMIZI PAYLAŞALIM' İDDİASI  

28 Haziran 2014 tarihinde  kendi evinde olduğu sırada İbicoğlu'nun aracıyla evinin önünden geçtiğini daha sonra  evinin oraya gelerek ' Bana, gel dağa çıkalım kozlarımızı paylaşalım' dediğini anlatan Bayrak, "Ben de ona gel gücün yetiyorsa burada paylaşalım' dediğini iletti.  Davanın iddianamesinde yer alan Yüksek Öğrenim Sosyal Kalkındırma Eğitim ve Kültür Derneği'nin faaliyetlerine ilişkin soruya da Bayrak , "Dernek yöneticileri kafeterya, kantin işletmecilerini haraca bağlayarak  para topladılar. Para vermeyen işletmeciler taciz edildi" yanıtını verdi. Bayrak, üniversiteye gelen yabancı öğrencilerden öğrenim harcı dışında para alınamayacağını belirterek, öğrenci koçluğu adı altında gayrı yasal para toplanarak öğrencilerin getirildiğini toplanan paraların öğretim üyelerine dağıtıldığını iddia etti. Bayrak, Mevlana Öğrenci Değişim programı kapsamında FETÖ'nün yurtdışındaki üniversiteleri ile protokol imzalandığını, böylece FETÖ militanlarının yetişmesinin sağlandığını da  söyledi.  Aziz Bayrak,  sanık avukatları ve sanıkların sorularını yanıtlarken, İbicioğlu'nun sorularına 'Sana cevap vermek istemiyorum' şeklinde karşılık verdi.

'ÖĞRENCİLERİN FETÖ YURTLARINA YÖNLENDİRİLMESİ İSTENDİ'

Müşteki Hülya Özmeren de şartları yerine getirmesine rağmen İbicioğlu döneminde kendisine kadro verilmediğini, 20 ay bekletildiğini söyledi. Özmeren, kadrosunun neden verilmeme nedeninin çevresinden duyduğu kadarıyla örgütün evlerine maddi destek sağlamadığından kaynaklandığını  söyledi. Müşteki eski SDÜ Bilgi İşlem Daire Başkanı İlksen Bağcı da İbicioğlu'nun  Arnavutluk'ta FETÖ'ye ait bir üniversitede öğretim üyeliği yaptığını, bu şekilde İbicioğlu'nun rektörlüğe hazır hale getirildiğini söyledi.  İbicioğlu'nun göreve başlamasının ardından kendisinden üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerinin listesinin ve bu öğrencilerin FETÖ bağlantılı yurtlara yönlendirilmesinin istendiğini belirten  Bağcı, kendisinin bunu kabul etmediğini ve bu nedenle görevinden alındığını sözlerine ekledi. Mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.