Gülde hasat telaşı

ISPARTA 24.05.2021 - 10:57, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:24
 

Gülde hasat telaşı

Türkiye’nin gül bahçesi Isparta’da Mayıs ortasında başlayan gül hasadıyla birlikte Göller Yöresindeki gül üreticilerinde hasat telaşı var. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gül bahçelerinin yolunu tutan üreticiler, ‘rose damascena’ olarak anılan yağlık gül çiçeklerini tek tek ve elleriyle topluyorlar. Parfümden kozmetiğe, gıdadan sağlık alanına kadar çok geniş bir kullanım alanı olan gülün dünya genelinde üretiminin yaklaşık yüzde 65’ini tek başına Isparta karşılıyor. Ancak Türkiye, gül suyunda İran’ın, gül yağı ve tanıtımda Bulgaristan’ın yarattığı enerjiyi bir türlü yakalayamıyor.
GÖLLER YÖRESİNDE GÜL VE KİRAZ ZAMANI Mayıs ve Haziran ayları, Göller Yöresi’nde gül ve kirazın ayı. Bölgenin kalbi konumundaki Isparta Türkiye’nin de gül bahçesi olarak biliniyor. ‘Rose damascena’ olarak bilinen Isparta’daki yağlık gül üretiminde Mayıs ortalarında başlayan hasat, yükseltiye göre haziran sonuna kadar sürüyor. Gül bahçelerinde sabahın ilk ışıklarıyla başlayan hasat hem çok keyifli ama bir o kadar da zahmetli. Tek tek ve elle toplanan gül çiçekleri, güneşin yakıcı etkisine maruz kalmadan ve daha üzerindeki çiy damlaları kurumadan alım merkezlerine, oradan da yöredeki damıtma tesislerine götürülüyor. DÜNYA GÜL ÜRETİMİNİN MERKEZİ ISPARTA Dünyada Türkiye’nin dışında en çok gül üreten ülke Bulgaristan. Bunun dışında İran, Fas, Çin, Hindistan gibi ülkelerde de gül üretimi yapılıyor ancak dünya üretiminin yüzde 65’ini Türkiye karşılıyor. Türkiye’deki üretim ise Isparta merkezli Göller Yöresi’nde (Burdur, Afyonkarahisar ve kısmen Denizli) yoğunlaşıyor. BULGARİSTAN’DAN GÖÇ EDEN TÜRKLER GETİRDİ 1870’li yıllarda Bulgaristan’dan Anadolu’ya göç eden Türklerin Isparta’ya yerleştirilmesiyle başlayan bölgedeki gül üretimi, bugün bölgeyi dünya gül üretiminin merkezi haline getirdi. Isparta kent merkezinde ‘Gülcü’ ve ‘Gülistan’ ve ‘Gül Evler’ adıyla anılan mahalleler, gülün kentin sosyal dokusuna nasıl işlediğinin de bir göstergesi. 8 BİN ORTAKLI ÜRETİM KOOPERATİFİ GÜLE YÖN VERİYOR Türkiye’nin tek gül üretimi kooperatifi olan Isparta’daki GÜLBİRLİK, sektörün en önemli alıcısı konumunda. 9 bin civarında üretici ortağı bulunan GÜLBİRLİK dışında yaklaşık 15 civarında özel işletme de gül çiçeği işleyerek parfüm, kozmetik ve gıda sektörünün ham madde ihtiyacını karşılıyor. OSMANLIDAN BUGÜNE GÜL PAZARI FRANSIZLARIN ELİNDE Osmanlı döneminden bu yana kokusuyla ünlü Isparta gülünün en büyük alıcısı, dünyanın koku pazarını elinde bulunduran Fransızlar. Geçmişte köylerde odun ateşiyle kaynayan imbiklerde geleneksel yöntemlerle kaynatılarak elde edilen gül yağı ve gül suyunu satarak geçimini sağlayan üreticiler bugün topladıkları gülleri modern tekniklerle damıtma yapan fabrikalara satıyor. ÜRÜN VE İHRACAT DESTEĞİ SAĞLANMALI 150 yılı aşan bir üretim geleneğine sahip olan gülcülükte bir borsa yok. Cılız desteklerle bugünlere ulaşan ve her türlü zorluğa karşın azimle üretimi sürdürerek Türkiye’yi dünya lideri yapan gül üreticileri acilen desteklenmeli. Doğrudan ürün desteği, ihracat desteği ve değişen iklim koşullarına karşı sigorta desteği ile güçlendirilerek üreticinin geleceğe umutla bakması sağlanmalı. Oldukça hassas bir ürün olan gülün üretildiği alanlar korunmalı, başta mermer ve taş ocakları gibi üretimi doğrudan olumsuz etkileyen girişimlere izin verilmemeli. BULGARİSTAN GÜL FESTİVALİYLE BU KÜLTÜRÜ YAŞATIYOR Bulgaristan’da gül üretiminin öne çıktığı Kazanlık kenti, Osmanlı döneminde bölgeye yerleştirilen Türklerin yoğun  olarak yaşadığı küçük bir şehir olarak biliniyor. Ancak Kazanlık’ta halen sürdürülen geleneksel gül üretimi bugün Avrupa’nın her yerinden turisti hasat zamanı bölgeye çekiyor. Kazanlık’ta her yıl Haziran ayı başında yapılan gül festivali, Bulgaristan için önemli bir turizm potansiyeli oluşturuyor. Kazanlık gül festivaline son yıllarda Türkiye’den de çok sayıda ziyaretçi gidiyor. İRAN’IN GÜL ŞEHİRLERİ TURİSTİK CAZİBE MERKEZİ Bugaristan gibi gül çiçeğini gelenek ve kültürle harmanlayıp dünya pazarında kendisine yer edinen ülkelerden biri de İran. İran’daki gül üretiminde de yine Türklerin ağırlıklı olarak yaşadığı bölgeler öne çıkıyor. İsfahan eyaletine bağlı Gamsar, İran’ın ‘Şehr-i Gül’ü olarak biliniyor. Bu bölgede üretilen güllerden elde edilen doğal gül suyu dünyaca tanınıyor. Tarihi dokusuyla bilinen Kashan kenti de İran’ın önemli gül üretim merkezlerinden biri. İran’daki gül damıtma işleminin büyük ölçüde geleneksel yöntemlerle yapılıyor oluşu, turistik bir cazibe de yaratıyor. Kültür turisti denilebilecek ziyaretçileri ağırlayan İran’ın gül şehirleri, kitle turizminin biçimleyiciliğinden uzak kalarak kültürel dokusunun da korunmasını sağlıyor. ‘KOKUSUNU EL ALIR, ZAHMETİ ÜRETİCİYE KALIR’ OLMAMALI Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi İran’ın güllerinin kokusu da Fransız şirketler aracılığı ile parfüm olarak dünya kadınlarına sunuluyor. 1980’li yıllarda Isparta’da ‘Halı ve Gül Festivali’ olarak başlayan ancak giderek pop ve arabesk şarkıcılarının boy gösterdiği bir kasaba panayırına dönüşen etkinlikler son bir kaç yıldır yapılmıyor. Ancak coğrafyayla bütünleşen kırsaldaki üretim kültürünün giderek daha çok önem kazandığı bir dönemde Isparta çevresinin bu benzersiz potansiyelinin değerlendirilememesi büyük bir kayıp. Kentin en önemli gül üretimi merkezlerinden biri olan Güneykent kasabası ile lavanta üretimiyle öne çıkan Kuyucak köyünde yerel halkın özverisiyle ortaya konulan çabaları saymazsak dünyanın en önemli koku kenti olması gereken Isparta’nın çiçeklerinin deyim yerindeyse kokusunu el alıyor, zahmeti ise üreticiye kalıyor. HABER MERKEZİ
Türkiye’nin gül bahçesi Isparta’da Mayıs ortasında başlayan gül hasadıyla birlikte Göller Yöresindeki gül üreticilerinde hasat telaşı var. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gül bahçelerinin yolunu tutan üreticiler, ‘rose damascena’ olarak anılan yağlık gül çiçeklerini tek tek ve elleriyle topluyorlar. Parfümden kozmetiğe, gıdadan sağlık alanına kadar çok geniş bir kullanım alanı olan gülün dünya genelinde üretiminin yaklaşık yüzde 65’ini tek başına Isparta karşılıyor. Ancak Türkiye, gül suyunda İran’ın, gül yağı ve tanıtımda Bulgaristan’ın yarattığı enerjiyi bir türlü yakalayamıyor.

GÖLLER YÖRESİNDE GÜL VE KİRAZ ZAMANI

Mayıs ve Haziran ayları, Göller Yöresi’nde gül ve kirazın ayı. Bölgenin kalbi konumundaki Isparta Türkiye’nin de gül bahçesi olarak biliniyor. ‘Rose damascena’ olarak bilinen Isparta’daki yağlık gül üretiminde Mayıs ortalarında başlayan hasat, yükseltiye göre haziran sonuna kadar sürüyor. Gül bahçelerinde sabahın ilk ışıklarıyla başlayan hasat hem çok keyifli ama bir o kadar da zahmetli. Tek tek ve elle toplanan gül çiçekleri, güneşin yakıcı etkisine maruz kalmadan ve daha üzerindeki çiy damlaları kurumadan alım merkezlerine, oradan da yöredeki damıtma tesislerine götürülüyor.

DÜNYA GÜL ÜRETİMİNİN MERKEZİ ISPARTA

Dünyada Türkiye’nin dışında en çok gül üreten ülke Bulgaristan. Bunun dışında İran, Fas, Çin, Hindistan gibi ülkelerde de gül üretimi yapılıyor ancak dünya üretiminin yüzde 65’ini Türkiye karşılıyor. Türkiye’deki üretim ise Isparta merkezli Göller Yöresi’nde (Burdur, Afyonkarahisar ve kısmen Denizli) yoğunlaşıyor.

BULGARİSTAN’DAN GÖÇ EDEN TÜRKLER GETİRDİ

1870’li yıllarda Bulgaristan’dan Anadolu’ya göç eden Türklerin Isparta’ya yerleştirilmesiyle başlayan bölgedeki gül üretimi, bugün bölgeyi dünya gül üretiminin merkezi haline getirdi. Isparta kent merkezinde ‘Gülcü’ ve ‘Gülistan’ ve ‘Gül Evler’ adıyla anılan mahalleler, gülün kentin sosyal dokusuna nasıl işlediğinin de bir göstergesi.

8 BİN ORTAKLI ÜRETİM KOOPERATİFİ GÜLE YÖN VERİYOR

Türkiye’nin tek gül üretimi kooperatifi olan Isparta’daki GÜLBİRLİK, sektörün en önemli alıcısı konumunda. 9 bin civarında üretici ortağı bulunan GÜLBİRLİK dışında yaklaşık 15 civarında özel işletme de gül çiçeği işleyerek parfüm, kozmetik ve gıda sektörünün ham madde ihtiyacını karşılıyor.

OSMANLIDAN BUGÜNE GÜL PAZARI FRANSIZLARIN ELİNDE

Osmanlı döneminden bu yana kokusuyla ünlü Isparta gülünün en büyük alıcısı, dünyanın koku pazarını elinde bulunduran Fransızlar. Geçmişte köylerde odun ateşiyle kaynayan imbiklerde geleneksel yöntemlerle kaynatılarak elde edilen gül yağı ve gül suyunu satarak geçimini sağlayan üreticiler bugün topladıkları gülleri modern tekniklerle damıtma yapan fabrikalara satıyor.

ÜRÜN VE İHRACAT DESTEĞİ SAĞLANMALI

150 yılı aşan bir üretim geleneğine sahip olan gülcülükte bir borsa yok. Cılız desteklerle bugünlere ulaşan ve her türlü zorluğa karşın azimle üretimi sürdürerek Türkiye’yi dünya lideri yapan gül üreticileri acilen desteklenmeli. Doğrudan ürün desteği, ihracat desteği ve değişen iklim koşullarına karşı sigorta desteği ile güçlendirilerek üreticinin geleceğe umutla bakması sağlanmalı. Oldukça hassas bir ürün olan gülün üretildiği alanlar korunmalı, başta mermer ve taş ocakları gibi üretimi doğrudan olumsuz etkileyen girişimlere izin verilmemeli.

BULGARİSTAN GÜL FESTİVALİYLE BU KÜLTÜRÜ YAŞATIYOR

Bulgaristan’da gül üretiminin öne çıktığı Kazanlık kenti, Osmanlı döneminde bölgeye yerleştirilen Türklerin yoğun  olarak yaşadığı küçük bir şehir olarak biliniyor. Ancak Kazanlık’ta halen sürdürülen geleneksel gül üretimi bugün Avrupa’nın her yerinden turisti hasat zamanı bölgeye çekiyor. Kazanlık’ta her yıl Haziran ayı başında yapılan gül festivali, Bulgaristan için önemli bir turizm potansiyeli oluşturuyor. Kazanlık gül festivaline son yıllarda Türkiye’den de çok sayıda ziyaretçi gidiyor.

İRAN’IN GÜL ŞEHİRLERİ TURİSTİK CAZİBE MERKEZİ

Bugaristan gibi gül çiçeğini gelenek ve kültürle harmanlayıp dünya pazarında kendisine yer edinen ülkelerden biri de İran. İran’daki gül üretiminde de yine Türklerin ağırlıklı olarak yaşadığı bölgeler öne çıkıyor. İsfahan eyaletine bağlı Gamsar, İran’ın ‘Şehr-i Gül’ü olarak biliniyor. Bu bölgede üretilen güllerden elde edilen doğal gül suyu dünyaca tanınıyor. Tarihi dokusuyla bilinen Kashan kenti de İran’ın önemli gül üretim merkezlerinden biri. İran’daki gül damıtma işleminin büyük ölçüde geleneksel yöntemlerle yapılıyor oluşu, turistik bir cazibe de yaratıyor. Kültür turisti denilebilecek ziyaretçileri ağırlayan İran’ın gül şehirleri, kitle turizminin biçimleyiciliğinden uzak kalarak kültürel dokusunun da korunmasını sağlıyor.

‘KOKUSUNU EL ALIR, ZAHMETİ ÜRETİCİYE KALIR’ OLMAMALI

Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi İran’ın güllerinin kokusu da Fransız şirketler aracılığı ile parfüm olarak dünya kadınlarına sunuluyor. 1980’li yıllarda Isparta’da ‘Halı ve Gül Festivali’ olarak başlayan ancak giderek pop ve arabesk şarkıcılarının boy gösterdiği bir kasaba panayırına dönüşen etkinlikler son bir kaç yıldır yapılmıyor. Ancak coğrafyayla bütünleşen kırsaldaki üretim kültürünün giderek daha çok önem kazandığı bir dönemde Isparta çevresinin bu benzersiz potansiyelinin değerlendirilememesi büyük bir kayıp. Kentin en önemli gül üretimi merkezlerinden biri olan Güneykent kasabası ile lavanta üretimiyle öne çıkan Kuyucak köyünde yerel halkın özverisiyle ortaya konulan çabaları saymazsak dünyanın en önemli koku kenti olması gereken Isparta’nın çiçeklerinin deyim yerindeyse kokusunu el alıyor, zahmeti ise üreticiye kalıyor.

HABER MERKEZİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.