İŞİD/ DEAŞ CANAVARI NASIL OLUŞTU? -2-

GÜNDEM 09.07.2015 - 03:36, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:24
 

İŞİD/ DEAŞ CANAVARI NASIL OLUŞTU? -2-

İşte devşirme süreci tamamlanan ve 2009 da terhis olan! Örgüt lideri Ebubekir Bağdadi Irakta ortaya çıkarak, ABD işkenceleri ile meşhur El Gureyp hapisanesini bir avuç kahraman ! arkadaşı ile basarak 1000 kadar taraftarını silahlı olarak kaçırmayı başarmıştı. Bu operasyon Yeşilçam Malkoçoğlu film senaryolarını bile kıskandıracak türden bir hikayeydi, ama herkes inanmıştı, inanmayanlar ise sorgulama ihtiyacı duymuyordu. Nasıl olsa böyle şeyleri bizim adımıza yapan birlileri vardı onlar iyi düşünürlerdi! İnsanların aklıyla alay edecesine bu saçma hikaye basın bültenlerinde yer alıyor, bizim güvenlik bürokrasimizde bunu teyit eder açıklamalarla oynanan oyunu adeta destekliyorlardı. Sonra ne mi oldu? Haritası önceden çizilmiş Kürt coğrafyası içindeki dizayn, geçen 20 yıllık süreç içinde bizim PKK ile mücadele adına Barzani’ye yaptığımız katkı ile çoktan hazırlanmıştı zaten, ama yinede eksik kalan toprak parçaları da temizlenip Barzani’ye teslim edildikten sonra şimdi esas görev alanı olan Suriye’ye geçme zamanı gelmişti. Irak’ta iş bitip harita tamamlanınca işte o zaman esas hedef olan Suriye’ye geçmek için bir bahane gerekiyordu. ABD için bu zor değildi, hatırlarsanız 11 Eylül saldırıları olduğunda El Kaide yi temizlemek için önce Afganistan’ı vurarak oraya yerleşmiş, sonrada Irak’ı vurmak için El Kaide militanlarının Pakistan ve İran üzerinden kaçarak Irak Kuzeyine yerleştiklerini dünyaya inandırmıştı -ben hariç-, bunun en büyük destekçisi de bizim basının duayen gazetesi idi. Bu gazete 8 sütuna “EL Kaide Kuzey Irak’ta” diye manşet atmıştı. Suriye içinde benzer bir yalan lazımdı ama biraz post modern, günün argümanlarını kullanacak şekilde olmalıydı. İşte burada sosyal medyanın sonsuz gücü devreye girmiş, bu olayların öncesinde bunun için hedef ülkelerden seçilen parlak, donanımlı gençler, burs, eğitim, yeşil kart vb imkanlarla ABD’ye davet edilerek ya da kendi ülkelerinde mobil “eğiticiler” vasıtasıyla toplumsal olayların yönlendirilmesi, ajite edilmesi boyutuyla eğitilip, pratiği yaptırıldıktan sonra, operasyon zamanında aktif rol üstlendirilerek siyasi hedefler istikametinde yeni dizaynlar gerçekleştirildi. Kimi bu kurban ülkeler derseniz sözüm ona ARAP BAHARI adıyla sırasıyla Tunus, Libya, Mısır Suriye idi. Eğitilen bu parlak gençlerin daha sonra Gezi olaylarında yer aldıklarını itirafı da nedense pek göze batmadı ya da anlamlandırılamadı. Sonra ne hikmetse bir anda Arap Baharının da tesiriyle! Suriye de muhalifler güçler bir anda ayaklanmış-acaba?- sonra Esad’da zor kullanarak bastırma yolunu seçmişti. Artık kavga başlamıştı ve kavgada yumruk sayılmazdı. Bir anda EL NUSRA, ÖZGÜR SURİYE ORDUSU, PYD vb güçler piyasaya çıkmış IŞİD’ te çorbada benimde tuzum bulunsun diye alana girivermişti. İşte Cumhuriyet tarihinin en büyük yanlış istihbarat analizi yapılarak neyin ne olduğunu anlamadan- özel bir çabaya da gerek yoktu zaten. 20 yıllık geçmişi bilmek yetiyordu ama bunu bilenler neredeydi, neden sustular bilmiyorum. Ben susmadım ama sesimi duyuramadım ne yazık ki- Siyasilerin balıklama batağa saplanmalarına sebep olunmuştu. Suriye’de uygun ortamın oluşturulması ile Suriye’ye geçen IŞİD militanların bir kısmı neye ve ne için alet olduklarını bilmeden, sözüm ona “cihat adına” Arap, Türkmen, Yezidi, Şii gayri Kürt topluluk varsa talimat gereği önce temizliyor, sonra Kürt güçlerine teslim ediyordu. Arada bir yanlışlıkla Kürt bölgesine girecek olursa, koalisyon hava kuvvetlerince kulağı çekilerek hizaya getiriliyordu. Bu arada IŞİD zulmünü bertaraf etme görüntüsü ile bölgeye gönderilen NATO uçakları da “hep yanlışlıkla IŞİD mevzilerine yardım atıyor, hep yanlışlıkla Kürt harici halkı bombalıyordu. Neticede, nihai hedefi İsrail’in güvenliği açısından zaruret olan Akdeniz’e kıyısı bulunan bağımsız Kürt devleti projesinin son aşamasının ilk raunduna gelindi. Şimdi baştaki mevzuya geri dönelim. Bugün için sadece Ortadoğu halklarını canından eden, büyük oyun planlayıcılarını- buna büyük orta doğu projesi de diyebilirsiniz- görünürde korkutan, arka planda mutlu eden bu güç; dünya savaş tarihinde bile eşine rastlanmayan nasıl böyle bir başarı elde edebiliyor. Çünkü bu işin planlayıcıları bu stratejiyi 1990’larda yazdılar ve harp oyunu şeklinde oynayarak her safhasını planladılar. Onun içindir ki kendileri planladıkları ve her türlü emir komuta, finans, iletişim ve lojistik desteğini sağladıkları bu güce karşı sözde karşıymış gibi algı yönetimi uygulayarak resmi anlamayan bölge ülkelerini -biz dahil- ve radikal İslami düşünceye sahip gençleri kendi amaçları doğrultusunda kullanabiliyorlar. Nitekim 1915 Gelibolu çıkarmasına katılan, ama ne için ve nereye geldiklerini bilmeyen Anzaklar gibi. Şimdi mantıklı bir şekilde düşünürsek 4 yıldır yaşanan bu gelişmelerin arkasında ABD olmasa; 28 ülkeden insanı, ki bırak savaşmayı, “gül toplamak” için bir araya getirseniz nasıl bir sonuç alabilirsiniz, Bu insanları nasıl anlaştırır, nasıl emir komuta edersiniz, Günde en az iki öğün nasıl doyurur, nasıl beslersiniz, nasıl barındırırsınız, Her türlü silahı kullanmaları için eğitimi nasıl ve ne şekilde kimler vasıtasıyla verirsiniz, Onca silah, cephane, akaryakıt ikmalini nasıl yaparsınız, Hasta ve yaralısını nerede nasıl tedavi edersiniz, Onlar hayatlarında görmedikleri arazide nasıl yol bulurlar ya da kim yol gösterir. Bu tarz soruların onlarcasını üretmek mümkün. Bedelliler hariç (!) askerliğini yapmış tüm erkeklerin, tüm bu sorulara ne cevap verdiklerini duyar gibiyim. Onun için geçin kardeşim IŞİD yalanını, içinde ülkelerinde tasfiye edilemeyen radikal suni Müslüman gençler olsa da, bindikleri otobüsün şoförü kim ve niyeti ne ? Esas ona bakmak lazım. Neticede şoför arabayı nereye götürürse yolcularda oraya gitmek zorunda. Çoğu masum, ülkelerinden uzaklaştırılmak ve İsrail/ABD yapımı bir planın bilinçsiz uygulayıcıları olmak için sineklerin bataklığa kondukları gibi yönlendirilen bu gençlerin akibetleri ne olacak, yaratılan bu canavardan bölgeyi kurtaracak olanlar, daha nasıl gelişmeler planlıyorlar ve yeni Kürt Devleti ile beraber doğacak yeni devletlerin muhtemel kuruluş tarihi ne? Gibi soruların cevabını bir sonraki yazıya bırakayım.  

İşte devşirme süreci tamamlanan ve 2009 da terhis olan! Örgüt lideri Ebubekir Bağdadi Irakta ortaya çıkarak, ABD işkenceleri ile meşhur El Gureyp hapisanesini bir avuç kahraman ! arkadaşı ile basarak 1000 kadar taraftarını silahlı olarak kaçırmayı başarmıştı. Bu operasyon Yeşilçam Malkoçoğlu film senaryolarını bile kıskandıracak türden bir hikayeydi, ama herkes inanmıştı, inanmayanlar ise sorgulama ihtiyacı duymuyordu. Nasıl olsa böyle şeyleri bizim adımıza yapan birlileri vardı onlar iyi düşünürlerdi! İnsanların aklıyla alay edecesine bu saçma hikaye basın bültenlerinde yer alıyor, bizim güvenlik bürokrasimizde bunu teyit eder açıklamalarla oynanan oyunu adeta destekliyorlardı.

Sonra ne mi oldu? Haritası önceden çizilmiş Kürt coğrafyası içindeki dizayn, geçen 20 yıllık süreç içinde bizim PKK ile mücadele adına Barzani’ye yaptığımız katkı ile çoktan hazırlanmıştı zaten, ama yinede eksik kalan toprak parçaları da temizlenip Barzani’ye teslim edildikten sonra şimdi esas görev alanı olan Suriye’ye geçme zamanı gelmişti.

Irak’ta iş bitip harita tamamlanınca işte o zaman esas hedef olan Suriye’ye geçmek için bir bahane gerekiyordu. ABD için bu zor değildi, hatırlarsanız 11 Eylül saldırıları olduğunda El Kaide yi temizlemek için önce Afganistan’ı vurarak oraya yerleşmiş, sonrada Irak’ı vurmak için El Kaide militanlarının Pakistan ve İran üzerinden kaçarak Irak Kuzeyine yerleştiklerini dünyaya inandırmıştı -ben hariç-, bunun en büyük destekçisi de bizim basının duayen gazetesi idi. Bu gazete 8 sütuna “EL Kaide Kuzey Irak’ta” diye manşet atmıştı. Suriye içinde benzer bir yalan lazımdı ama biraz post modern, günün argümanlarını kullanacak şekilde olmalıydı.

İşte burada sosyal medyanın sonsuz gücü devreye girmiş, bu olayların öncesinde bunun için hedef ülkelerden seçilen parlak, donanımlı gençler, burs, eğitim, yeşil kart vb imkanlarla ABD’ye davet edilerek ya da kendi ülkelerinde mobil “eğiticiler” vasıtasıyla toplumsal olayların yönlendirilmesi, ajite edilmesi boyutuyla eğitilip, pratiği yaptırıldıktan sonra, operasyon zamanında aktif rol üstlendirilerek siyasi hedefler istikametinde yeni dizaynlar gerçekleştirildi. Kimi bu kurban ülkeler derseniz sözüm ona ARAP BAHARI adıyla sırasıyla Tunus, Libya, Mısır Suriye idi. Eğitilen bu parlak gençlerin daha sonra Gezi olaylarında yer aldıklarını itirafı da nedense pek göze batmadı ya da anlamlandırılamadı.

Sonra ne hikmetse bir anda Arap Baharının da tesiriyle! Suriye de muhalifler güçler bir anda ayaklanmış-acaba?- sonra Esad’da zor kullanarak bastırma yolunu seçmişti. Artık kavga başlamıştı ve kavgada yumruk sayılmazdı. Bir anda EL NUSRA, ÖZGÜR SURİYE ORDUSU, PYD vb güçler piyasaya çıkmış IŞİD’ te çorbada benimde tuzum bulunsun diye alana girivermişti.

İşte Cumhuriyet tarihinin en büyük yanlış istihbarat analizi yapılarak neyin ne olduğunu anlamadan- özel bir çabaya da gerek yoktu zaten. 20 yıllık geçmişi bilmek yetiyordu ama bunu bilenler neredeydi, neden sustular bilmiyorum. Ben susmadım ama sesimi duyuramadım ne yazık ki- Siyasilerin balıklama batağa saplanmalarına sebep olunmuştu.

Suriye’de uygun ortamın oluşturulması ile Suriye’ye geçen IŞİD militanların bir kısmı neye ve ne için alet olduklarını bilmeden, sözüm ona “cihat adına” Arap, Türkmen, Yezidi, Şii gayri Kürt topluluk varsa talimat gereği önce temizliyor, sonra Kürt güçlerine teslim ediyordu.

Arada bir yanlışlıkla Kürt bölgesine girecek olursa, koalisyon hava kuvvetlerince kulağı çekilerek hizaya getiriliyordu. Bu arada IŞİD zulmünü bertaraf etme görüntüsü ile bölgeye gönderilen NATO uçakları da “hep yanlışlıkla IŞİD mevzilerine yardım atıyor, hep yanlışlıkla Kürt harici halkı bombalıyordu.

Neticede, nihai hedefi İsrail’in güvenliği açısından zaruret olan Akdeniz’e kıyısı bulunan bağımsız Kürt devleti projesinin son aşamasının ilk raunduna gelindi.

Şimdi baştaki mevzuya geri dönelim. Bugün için sadece Ortadoğu halklarını canından eden, büyük oyun planlayıcılarını- buna büyük orta doğu projesi de diyebilirsiniz- görünürde korkutan, arka planda mutlu eden bu güç; dünya savaş tarihinde bile eşine rastlanmayan nasıl böyle bir başarı elde edebiliyor. Çünkü bu işin planlayıcıları bu stratejiyi 1990’larda yazdılar ve harp oyunu şeklinde oynayarak her safhasını planladılar. Onun içindir ki kendileri planladıkları ve her türlü emir komuta, finans, iletişim ve lojistik desteğini sağladıkları bu güce karşı sözde karşıymış gibi algı yönetimi uygulayarak resmi anlamayan bölge ülkelerini -biz dahil- ve radikal İslami düşünceye sahip gençleri kendi amaçları doğrultusunda kullanabiliyorlar. Nitekim 1915 Gelibolu çıkarmasına katılan, ama ne için ve nereye geldiklerini bilmeyen Anzaklar gibi. Şimdi mantıklı bir şekilde düşünürsek 4 yıldır yaşanan bu gelişmelerin arkasında ABD olmasa; 28 ülkeden insanı, ki bırak savaşmayı, “gül toplamak” için bir araya getirseniz nasıl bir sonuç alabilirsiniz, Bu insanları nasıl anlaştırır, nasıl emir komuta edersiniz, Günde en az iki öğün nasıl doyurur, nasıl beslersiniz, nasıl barındırırsınız, Her türlü silahı kullanmaları için eğitimi nasıl ve ne şekilde kimler vasıtasıyla verirsiniz, Onca silah, cephane, akaryakıt ikmalini nasıl yaparsınız, Hasta ve yaralısını nerede nasıl tedavi edersiniz, Onlar hayatlarında görmedikleri arazide nasıl yol bulurlar ya da kim yol gösterir.

Bu tarz soruların onlarcasını üretmek mümkün. Bedelliler hariç (!) askerliğini yapmış tüm erkeklerin, tüm bu sorulara ne cevap verdiklerini duyar gibiyim. Onun için geçin kardeşim IŞİD yalanını, içinde ülkelerinde tasfiye edilemeyen radikal suni Müslüman gençler olsa da, bindikleri otobüsün şoförü kim ve niyeti ne ? Esas ona bakmak lazım. Neticede şoför arabayı nereye götürürse yolcularda oraya gitmek zorunda.

Çoğu masum, ülkelerinden uzaklaştırılmak ve İsrail/ABD yapımı bir planın bilinçsiz uygulayıcıları olmak için sineklerin bataklığa kondukları gibi yönlendirilen bu gençlerin akibetleri ne olacak, yaratılan bu canavardan bölgeyi kurtaracak olanlar, daha nasıl gelişmeler planlıyorlar ve yeni Kürt Devleti ile beraber doğacak yeni devletlerin muhtemel kuruluş tarihi ne? Gibi soruların cevabını bir sonraki yazıya bırakayım.  

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.