24 Temmuz, sansürün kaldırılması ile Basın Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Ancak bugün medya, baskı ve karartma altındadır. Gazeteciler tehdit ediliyor, hedef gösteriliyor, yargılanıyor, hapse atılıyor ve işsiz bırakılıyor.

Oysa demokrasilerde dördüncü kuvvet olan özgür medya olmayınca halkın haber alma özgürlüğü de kısıtlanıyor ve ülkedeki gericilik ve sömürü düzeni cesaret kazanıyor. Toplum, kendisini, ülkesini ve geleceğimizi ilgilendiren çok önemli konulardan haberdar olmayınca hukuksuzluk daha rahat kol gezebiliyor.  Bu nedenle ülkenin içinde bulunduğu koşullar bu günü “Basın Bayramı” olarak değil “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” olarak anmayı getiriyor.   24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele gününde işini onuru ile yapan tüm gazetecileri saygı ile selamlıyor; halkı aydınlattığı için katledilen gazetecileri rahmet ve minnetle anıyorum.