YASAK DEĞİL DOĞRU BİLİNÇLENDİRME!

BTK Başkan Yardımcısı Abdülkerim Gün, 13 yaş altındaki çocukların sosyal medya platformlarına erişiminin yasaklanması için adımlar attıklarını söyledi. Psikolojik Danışman Meryem Beyza Ayhan da konu ile ilgili tespitlerini Manşet Gazetesi ile paylaştı.

Geçtiğimiz günlerde BTK Başkan Yardımcısı Abdülkerim Gün, 13 yaş altına sosyal medya uygulamaları ve sosyal ağlara girilmesini yasaklamak üzere bir çalışmalarının olduğunu duyurdu. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, çocukların akıllı telefon ve sosyal medya kullanımına ilişkin çalışma yürütüyor çocukları sosyal medya platformlarındaki tehlikelerden korumak için çözümler aranıyor.

Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da sosyal medyanın çocukları zehirlediğini söyleyerek:

 ‘Sosyal medyanın, birtakım oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine şahit oluyoruz. Sapkın akınların özendirilmesine de aracılık ediyor. Sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Irkçılık da körükleniyor.’ İfadelerini kullanmıştı.

Psikolojik Danışman Meryem Beyza Ayhan konu ile ilgili açıklamalarda bulundu:

‘  Günümüz dünyasında en hızlı gelişen sektörlerden biri iletişim ve teknoloji sektörüdür. Teknoloji dünyasında gözlenen olağanüstü gelişmeler sayesinde, insanların internete ulaşım kaynakları artmış ve internetle yüzleşmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu hızlı gelişmenin bir sonucu olarak insanlar sosyal medya ile baş döndürücü bir şekilde karşı karşıya kalmıştır. Teknolojinin olumlu kullanımının yanında olumsuz olarak, insanları sosyal medya bağımlılığına ve bilinçsiz teknoloji kullanımına itmiştir. Daha da önemlisi çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkileri çok daha belirgin olmaktadır. Çocukların ve gençlerin teknolojik araçları ve sosyal medyayı kontrolsüzce, sınır konulmadan, bilinçsizce kullanmaları sonucunda birtakım fiziksel ve psikolojik problemlere yol açmaktadır. Uzun süre sosyal medya kullanımı, fiziksel olarak çocukların kas ve iskelet sistemlerinde ortopedik sağlık sorunlarına yol açabilir ve de uyku düzeni bozukluklarına neden olabilir.

 Psikolojik olarak ise sosyal medya bağımlılığı, stres, yoksunluk sendromu, çevreyle uyumsuzluk, duygu durum bozuklukları, depresyon, anksiyete, yalnızlaşma, zaman kavramını yitirme, dış dünyadan ve çevreden soyutlanma, ani duygu değişikleri, yetersizlik duygusu, özenme gibi çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz pek çok problemlere neden olmaktadır.

     Peki sosyal medyayı yasaklamak çözüm mü?

 Sosyal medya her yönüyle hayatımızın içerisinde yer etmiştir. Günümüzde gençlerin çoğu Twitter, Instagram, Tiktok, Roblox, Discord, Youtube, Facebook gibi sosyal medya araçlarında vakitlerini geçirmektedir. Ve bunun bir sonucu olarak bu platformları bilinçsizce kullanmak sosyal medya bağımlılığını artırmaktadır. Şu da bir gerçek ki sosyal medyayı yasaklamak tamamen mümkün değildir ama sınır koymak mümkündür.

   Şunu da vurgulamak istiyorum ki 0-2 yaş arasındaki çocukların ekran görmemesini kesinlikle önermemekteyiz. 2-4 yaş arasında çocuklara en fazla 20 dakika ekran görmelerine izin verilmektedir. İlerleyen yaşlarda her yaş için ilave 10ar dakika eklenebilir. Ve tabi ki burada ebeveyn denetiminde ne izlediğini kontrol etmek çok önem arz etmektedir. Ve gençlerde de sosyal medya kullanımı hakkında biz yetişkinlere ve ailelere çok büyük sorumluluk düşmektedir. Ebeveynler, öğretmenler ve gencin çevresindeki yetişkinlerin sosyal medya kullanımı konusunda doğru bilinçlendirme yapması gerekmektedir. Ayrıca eğitim konusunda uzman yöneticilerimizin önerileri doğrultusunda gençlerimizi her türlü olumsuz sosyal medya platformlarından korumak için idari, yasal ve teknolojik her türlü tedbirin alınması konusunda onlara büyük görevler düşmektedir.

  Özellikle son yıllarda sosyal medya platformlarını kullanarak çocuklarımızın istismara uğramaları haberleriyle yaygın bir şekilde karşılaşmaktayız. Bu istismar noktasında vurgu yapan sahasında yetkin bir hocam olan Klinik Psikolog Mehmet Teber bu konuya yönelik olarak çocuklarımızı korumak için TÜM EBEVEYNLERE tavsiye ettiği bir konu vardır. Gençliğe adım attıklarında, telefon aldıklarında onlarla açıkça  “5 KIRMIZI ALARM NOKTASI” nı konuşmalarını önermektedir. Mehmet hoca, “ Çoğu çocuk kırmızı  çizgisi olmadığı için durumun ciddiyetini anlamıyor. Hazırlıksız yakalanıyor anladığında ise istismarcıların eline çoktan kişisel bilgileri ve fotoları geçmiş oluyor. Alarm konusunu şöyle konuşabilir ve destek sözü verebiliriz.” diyor.

KIRMIZI ALARMLAR

KİŞİSEL BİLGİLER:  “Birisi senden TC kimlik numaranı, açık adresini isterse veya sen bunları ona söylemeden o sana söylerse hemen Kırmızı Alarm vermelisin.”

ÖZEL FOTOĞRAF: “ Bir kişi senden hangi gerekçe ile olursa olsun özel/çıplak fotoğraf isterse, ısrar ederse, sen reddettiğinde sevgisini çekerse veya küçümserse yine Kırmızı Alarm tuşuna basmalısın.”

TEHDİT: “ Bir kişi seni ifşa etmek , özel bilgilerini ve fotoğraflarını yaymakla, ölümle veya ailene zarar vermekle tehdit ederse hemen yine Kırmızı Alarm çalmalı.”

ŞİDDET: “Birisi sana vurursa, bedenine zarar verirse, sonrasında özür dilese bile Kırmızı Alarm ilan etmelisin. Biliyoruz ki kırmızı alarm tuşuna basılmadığında şiddet artarak devam ediyor.

KÖTÜ DOKUNUŞ: “ Birisi seni rahatsız eden. Özel bölgelerini içeren bir dokunuş yaptığında hemen alarma basmalısın. Ama diyelim ki birini sevdin. Hangi dokunuş geldiğinde kırmızı alarm çalacaksın onu da belirlemelisin. Elini tutabilir mi? Yanağından öpebilir mi? Dudağından öpebilir mi? Özel bölgelerini görmek, buralara dokunmak isterse? Ne zaman Kırmızı Alarm çalacaksın?”

  Ve bu Kırmızı Alarmları çocuklarımızla konuştuktan sonra onlara koşulsuz destek sözü vererek yanlarında olduğumuzu göstermek çok önemlidir. Koşulsuz destek sözü verirken şunları söyleyebiliriz; “Biliyor musun, bu 5 noktayı bilsen bile bazen uygulayamayabilirsin. Çocuklar masumdur, hata yapabilir. Bu kırmızı  çizgiler geçilmiş bile olsa gelip benimle paylaşırsan söz veriyorum seni kınamayacağım. Seni korumak ve daha çok sevmek için elimden geleni yapacağım.”

   Kısacası sosyal medyayı yasaklamadan ziyade biz yetişkinlerin sosyal medya konusunda gençlere doğru bilinçlendirme yapmak ve sınırlar koymak üzerimize düşen görevlerden biridir. Ebeveynler çocuklarının sosyal medya konusunda bağımlı bir şekilde ve bilinçsizce kullandıklarını düşünüyorlarsa bu konuda uzman desteği almalarını öneriyorum.’