EĞİRDİR GÖLÜ ÖLÜMÜ BEKLİYOR

ISPARTA 22.04.2024 - 12:58, Güncelleme: 23.04.2024 - 18:03
 

EĞİRDİR GÖLÜ ÖLÜMÜ BEKLİYOR

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, göl özel hükümlerine göre yasal olarak su alımı yapılmaması gereken Eğirdir Gölü'nün birçok noktasında su seviyesindeki ciddi düşüşle ortaya çıkan kirliliği görüntüleyip, “Eğirdir Gölü kaderine terk edildi, adeta ölümü bekliyor" dedi TTKD bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü Özel Hükümleri'ne göre kritik coğrafik rakım derecesinin 914,74 metrenin altına düştüğünü belirtti. Su kotunun 914,74 metrenin altına düşmesi halinde su varlığı açısından gölün tehlikeye girmiş olarak kabul edildiğini ifade eden Dr. Kesici, buna rağmen gölden hem içme suyu, hem de etrafındaki tarım arazileri için vahşi tarımsal sulamaya bağlı ciddi kayıplar yaşanmaya devam ettiğini açıkladı. ‘DERİNLİK 4 METRENİN ALTINA İNDİ’ Gölün su seviyesindeki düşüşün hızlandığını aktaran Dr. Kesici, birçok noktasında su çekilmesine bağlı göle önceki yıllarda bırakılan atıkların sebep olduğu kirliliği görüntülediğini belirterek, “Özel hükümlerle korunan ülkemizin stratejik öneme sahip 5 milyon yıllık geçmişe sahip doğal tatlı su gölünde neredeyse hiçbir balık türü yaşamaz hale geldi. Kirlilik, aşırı otlanma ve aşırı su seviyesi kaybıyla karşıya bırakılan gölde ortalama su derinliği 4 metrenin çok altına indi" dedi.  ‘EKOSİSTEM VE BİYOÇEŞİTLİLİK YOK OLDU’ 10 yılı aşkın süredir aşırı su alımı sonucunda gölde buharlaşma, kuruyan alanlar ve su canlılarının ölümlerinin hızla arttığına dikkati çeken Dr. Kesici, “Gölün hidrolojik su bütçesinin korunamaması, tatlı su levreği, İsrail sazanı gibi istilacı türlerle yapılan balıklandırmalarla gölün adeta doğurganlığı, verimliliği yok edildi. Gölde ekosistem ve biyoçeşitlilik yok oldu" diye konuştu.  Yağmuru beklemekle yıllarca zaman geçirilirken, bir yandan da göl havzasında gölü besleyen kaynaklar üzerine çok sayıda gölet, baraj yapılmasının yanlış olduğunu anlatan Dr. Kesici, “Ayrıca, gölden su alımları kısıtlanınca, göl kıyısında ve havzada çok aşırı sayıda sondaj kuyusu açılmasına göz yumulması, gölün karadan ve yer altından beslenmesini engelledi. Sonuçta göl seviyesinin yüzde 70'ine yakın kısmı kaybettirildi" dedi. SLOGAN SÖYLEMLER BAHANE Doğal göllerin de insan gibi canlı varlıklar olduğunu kaydeden Dr. Kesici, “Su seviyesi ve adeta iç organlarını oluşturan su canlı türleri yok olursa yaşayamazlar. Su deposuna dönüşürler. Gelinen noktada, bu durumu 'ne yapalım, her tarafta göller kuruyor, küresel ısınma var, kuraklık çok şiddetli' demekle savuşturmak, güncel bahanelere, slogan söylemlere sığınmaktır" diye konuştu  

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, göl özel hükümlerine göre yasal olarak su alımı yapılmaması gereken Eğirdir Gölü'nün birçok noktasında su seviyesindeki ciddi düşüşle ortaya çıkan kirliliği görüntüleyip, “Eğirdir Gölü kaderine terk edildi, adeta ölümü bekliyor" dedi

TTKD bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Eğirdir Gölü Özel Hükümleri'ne göre kritik coğrafik rakım derecesinin 914,74 metrenin altına düştüğünü belirtti. Su kotunun 914,74 metrenin altına düşmesi halinde su varlığı açısından gölün tehlikeye girmiş olarak kabul edildiğini ifade eden Dr. Kesici, buna rağmen gölden hem içme suyu, hem de etrafındaki tarım arazileri için vahşi tarımsal sulamaya bağlı ciddi kayıplar yaşanmaya devam ettiğini açıkladı.

‘DERİNLİK 4 METRENİN ALTINA İNDİ’

Gölün su seviyesindeki düşüşün hızlandığını aktaran Dr. Kesici, birçok noktasında su çekilmesine bağlı göle önceki yıllarda bırakılan atıkların sebep olduğu kirliliği görüntülediğini belirterek, “Özel hükümlerle korunan ülkemizin stratejik öneme sahip 5 milyon yıllık geçmişe sahip doğal tatlı su gölünde neredeyse hiçbir balık türü yaşamaz hale geldi. Kirlilik, aşırı otlanma ve aşırı su seviyesi kaybıyla karşıya bırakılan gölde ortalama su derinliği 4 metrenin çok altına indi" dedi.

 ‘EKOSİSTEM VE BİYOÇEŞİTLİLİK YOK OLDU’

10 yılı aşkın süredir aşırı su alımı sonucunda gölde buharlaşma, kuruyan alanlar ve su canlılarının ölümlerinin hızla arttığına dikkati çeken Dr. Kesici, “Gölün hidrolojik su bütçesinin korunamaması, tatlı su levreği, İsrail sazanı gibi istilacı türlerle yapılan balıklandırmalarla gölün adeta doğurganlığı, verimliliği yok edildi. Gölde ekosistem ve biyoçeşitlilik yok oldu" diye konuştu.  Yağmuru beklemekle yıllarca zaman geçirilirken, bir yandan da göl havzasında gölü besleyen kaynaklar üzerine çok sayıda gölet, baraj yapılmasının yanlış olduğunu anlatan Dr. Kesici, “Ayrıca, gölden su alımları kısıtlanınca, göl kıyısında ve havzada çok aşırı sayıda sondaj kuyusu açılmasına göz yumulması, gölün karadan ve yer altından beslenmesini engelledi. Sonuçta göl seviyesinin yüzde 70'ine yakın kısmı kaybettirildi" dedi.

SLOGAN SÖYLEMLER BAHANE

Doğal göllerin de insan gibi canlı varlıklar olduğunu kaydeden Dr. Kesici, “Su seviyesi ve adeta iç organlarını oluşturan su canlı türleri yok olursa yaşayamazlar. Su deposuna dönüşürler. Gelinen noktada, bu durumu 'ne yapalım, her tarafta göller kuruyor, küresel ısınma var, kuraklık çok şiddetli' demekle savuşturmak, güncel bahanelere, slogan söylemlere sığınmaktır" diye konuştu

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.