Yalvaç Pisidia Antiokheia kazısında 1300 yıllık tahıl bulundu

İLÇE HABERLERİ 20.07.2015 - 14:35, Güncelleme: 30.03.2022 - 17:24
 

Yalvaç Pisidia Antiokheia kazısında 1300 yıllık tahıl bulundu

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde devam eden Pisidia Antiokheia kazısında Roma Atriumlu evin bodrum katında 7 büyük küp içerisine stoklanmış buğday, nohut, mercimek ve haşhaş bulundu.   Pisidia Antiokheia antik kentinde 7. Yüzyıla ait olduğu tahmin edilen bir tahıl ambarı bulundu. Arkeoloji dilinde pitos olarak adlandırılan büyük küpler içerisinde stoklanmış olan buğday, arpa, nohut, fasulye,haşhaş  ve mercimek türü tahılların kentin Arap istilasına uğradığı 713 yılında yangından zarar gördüğü böylece günümüze kadar çürümeden saklı kaldığı açıklandı.     8 yıldan bu yana Bakanlar Kurulu kararı ile kentte Süleyman Demirel Üniversitesi adına kazı çalışmalarını yürüten Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr Mehmet Özhanlı bulunan metaryeller sayesinde çok önemli arkeolojik veriler elde edildiğini haber verdi. Çalışmalar hakkında bilgi veren Kazı Başkanı Prof. Dr Mehmet Özhanlı: “Bu yıl ki kazı çalışmalarımıza Roma atiumlu evde devam etmekteyiz. Bu sektörde yaptığımız kazıda ilginç sonuçlar ortaya çıktı. İlginç demek çok doğru değil belki ama mimari açıdan baktığımızda burada çıkan küçücük verileri değerlendirerek bizden önceki sosyal yaşantının nasıl olduğuna yönelik izler bulduk. Evin depo kısmı olarak kullanılan bir mekan içerisinde yaklaşık olarak 7 adet pitos ortaya çıkarıldı. Bu pitosların bazısının içerisinde insutu olarak tahıllara rastlanıldı. Bu tahıllar bize Yalvaç ilçesinde bizden önceki yaşayan insanların Bizans ya da Romalıların döneminde yaşamış insanların ürettikleriürünler hakkında bize bilgi sunmaktadır” dedi. DEĞİŞEN TEK ŞEY ESKİDEN YAPILAR TARIM ARAZİSİNE YAPILMADIĞIDIR  Geçmişte de tarımsal ürünlerin günümüzle aynı olduğunun bu verilerle ortaya çıktığına değinen Özhanlı açıklamasını şöyle sürdürdü: “Aslında çok da değiştiğini göremiyoruz. Bugün Yalvaç’ta üretilen buğday, arpa, nohut, fasulye, mercimek ya da haşhaş gibi ürünlerin o dönem içerisinde de üretilmiş olduğunu ele geçen veriler bize belgelemiş oldular. Bunlardan bazı örnekler var burada epey miktarda nohut açığa çıkarıldı. Aynı zamanda mercimek bulundu ki bugün yeşil mercimek olarak adlandırdığımız mercimek türüne benziyor. Bir diğer örnekte haşhaş ve fasulye aynı yerde bulundu. Böylece biz burada büyük anıtsal mimari yapıları açığa çıkarmanın yanı sıra tabiki o anıtsal mimarinin içinde yaşamış insanların günlük hayatta tüketmiş oldukları gıdaların da neler olduğunu günümüze kadar gelen bu gıdalarla Yalvaç’taki ya da Isparta’daki üretimin antik dönemden günümüze pek değişmediğini, değişen tek şeyin aslında günümüzde tarım arazilerinin biraz daha büyük olarak yapılaşmaya olduğuydu. Çünkü o dönemde yapılar sadece yüksek tepelere ya da biraz daha yukarılara inşa ediliyordu. Antiokheia’da olduğu gibi şehir tepede tarım arazileri ise bugünkü Yalvaç’ın olduğu yer olmalıydı. Bu dönemde üzüm bağları ve baklagiller ile antik dönemde yaşamın devam ettirilmiş olduğunu böylece belgelemiş olduk.” KENT ARAP AKINLARINDA YAKILMIŞ Prof.Dr Mehmet Özhanlı geçtiğimiz yıllarda yapılan kazılarda kentte büyük bir yangın çıkmış olduğuna ilişkin veriler elde ettiklerini bu buluntular ile bu verilerin daha da kuvvetlendiğini ifade etti. Özhanlı: “Bu malzemelerin gelmiş olduğu tabakada bizim için önemli. Çünkü bu bir yanık tabakasında ortaya çıkarıldı. Daha doğrusu konut yanıp yıkıldıktan sonra altında kalmış bu depolama kapları ve bu da bize kentin tarihi ile ilgili veriler sunmakta. Zira geçen yıl ulaştığımız sonuçlarda özellikle 713 yılında o Arap akınlarıyla kentin büyük bir bölümünün yangın geçirmiş olduğuydu. Burada da o yanık tabakasının devam ettiğini görüyoruz. Ancak bu yanık tabakası 8. Yüzyıldaki Arap akınlarıyla meydana gelen yanık tabakası mı yoksa daha sonra Geç dönemde bir yanık mı olduğunu şimdi ayırt etmemiz mümkün değil. Bu kazı sezonu sonunda buradaki yaşamın ne zaman terk edilmiş olduğunu daha detaylı verilerle ortaya koyabiliriz. Şimdilik sadece evin depo kısmında bulunmuş olan bu metaryellerle Bizans döneminde daha doğrusu Doğu Roma döneminde buradaki günlük yaşantıda tüketilen gıdaların neler olduğunu arkeolojik olarak belgelemiş bulunmaktayız. Atriumlu evin tam arka tarafında ya da ikinci teras dediğimiz bölüm içerisinde Pitoslar bulundu. Geçen yıl yaptığımız kazıda bu bölümün tam arka tarafında bir geçiş koridoru bulunmuştu. Bu kor,dordan sonra bu tarafa devam ettiğimizde yan taraflarda dükkanlar açığa çıkarıldı. Ancak bu mekan içerisinde farklı bir düzen  olduğu ortaya çıktı. Bu mekan içerisinde pitos açığa çıktı. Daha sonra ileride diğer pitoslara ulaştık. Toplam 7 pitosun sıarlı bir şekilde buraya konulduğu anlaşıldı. Buluntulara göre buranın Geç dönemde 4. Yüzyıl sonrasında konutun kileri olarak kullanıldığını anladık ve bu ambarda saklanan malzemelerin büyük küpler içerisine konulmuş olduğu ve bugünde Yalvaç’ın ihtiyacını karşılayan nohut, fasulye, mercimek ve tabiki haşhaş gibi gıdaların burada korunmuş olduğunu burada konutta yaşayan insanların bu malzemeleri tüketmiş olduğu anlaşıldı. Tabiki arkeolojik açıdan oldukça önemli bir veri. Tahıl türü malzeme çok iyi korunan bir malzeme değil çok hızlı çürüyebilen bir malzeme. Bu yanık tabakasında ele geçmesinden dolayı çok sağlam bir şekilde ele geçti. Böylece bizim için güzel bir arkeolojik veri oluşturdu” diyerek sözlerini tamamladı. Nurettin Arkan/Yalvaç

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde devam eden Pisidia Antiokheia kazısında Roma Atriumlu evin bodrum katında 7 büyük küp içerisine stoklanmış buğday, nohut, mercimek ve haşhaş bulundu.
 

Pisidia Antiokheia antik kentinde 7. Yüzyıla ait olduğu tahmin edilen bir tahıl ambarı bulundu. Arkeoloji dilinde pitos olarak adlandırılan büyük küpler içerisinde stoklanmış olan buğday, arpa, nohut, fasulye,haşhaş  ve mercimek türü tahılların kentin Arap istilasına uğradığı 713 yılında yangından zarar gördüğü böylece günümüze kadar çürümeden saklı kaldığı açıklandı.

   
8 yıldan bu yana Bakanlar Kurulu kararı ile kentte Süleyman Demirel Üniversitesi adına kazı çalışmalarını yürüten Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr Mehmet Özhanlı bulunan metaryeller sayesinde çok önemli arkeolojik veriler elde edildiğini haber verdi. Çalışmalar hakkında bilgi veren Kazı Başkanı Prof. Dr Mehmet Özhanlı: “Bu yıl ki kazı çalışmalarımıza Roma atiumlu evde devam etmekteyiz. Bu sektörde yaptığımız kazıda ilginç sonuçlar ortaya çıktı. İlginç demek çok doğru değil belki ama mimari açıdan baktığımızda burada çıkan küçücük verileri değerlendirerek bizden önceki sosyal yaşantının nasıl olduğuna yönelik izler bulduk. Evin depo kısmı olarak kullanılan bir mekan içerisinde yaklaşık olarak 7 adet pitos ortaya çıkarıldı. Bu pitosların bazısının içerisinde insutu olarak tahıllara rastlanıldı. Bu tahıllar bize Yalvaç ilçesinde bizden önceki yaşayan insanların Bizans ya da Romalıların döneminde yaşamış insanların ürettikleriürünler hakkında bize bilgi sunmaktadır” dedi.


DEĞİŞEN TEK ŞEY ESKİDEN YAPILAR TARIM ARAZİSİNE YAPILMADIĞIDIR

 Geçmişte de tarımsal ürünlerin günümüzle aynı olduğunun bu verilerle ortaya çıktığına değinen Özhanlı açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Aslında çok da değiştiğini göremiyoruz. Bugün Yalvaç’ta üretilen buğday, arpa, nohut, fasulye, mercimek ya da haşhaş gibi ürünlerin o dönem içerisinde de üretilmiş olduğunu ele geçen veriler bize belgelemiş oldular. Bunlardan bazı örnekler var burada epey miktarda nohut açığa çıkarıldı. Aynı zamanda mercimek bulundu ki bugün yeşil mercimek olarak adlandırdığımız mercimek türüne benziyor. Bir diğer örnekte haşhaş ve fasulye aynı yerde bulundu. Böylece biz burada büyük anıtsal mimari yapıları açığa çıkarmanın yanı sıra tabiki o anıtsal mimarinin içinde yaşamış insanların günlük hayatta tüketmiş oldukları gıdaların da neler olduğunu günümüze kadar gelen bu gıdalarla Yalvaç’taki ya da Isparta’daki üretimin antik dönemden günümüze pek değişmediğini, değişen tek şeyin aslında günümüzde tarım arazilerinin biraz daha büyük olarak yapılaşmaya olduğuydu. Çünkü o dönemde yapılar sadece yüksek tepelere ya da biraz daha yukarılara inşa ediliyordu. Antiokheia’da olduğu gibi şehir tepede tarım arazileri ise bugünkü Yalvaç’ın olduğu yer olmalıydı. Bu dönemde üzüm bağları ve baklagiller ile antik dönemde yaşamın devam ettirilmiş olduğunu böylece belgelemiş olduk.”


KENT ARAP AKINLARINDA YAKILMIŞ

Prof.Dr Mehmet Özhanlı geçtiğimiz yıllarda yapılan kazılarda kentte büyük bir yangın çıkmış olduğuna ilişkin veriler elde ettiklerini bu buluntular ile bu verilerin daha da kuvvetlendiğini ifade etti. Özhanlı: “Bu malzemelerin gelmiş olduğu tabakada bizim için önemli. Çünkü bu bir yanık tabakasında ortaya çıkarıldı. Daha doğrusu konut yanıp yıkıldıktan sonra altında kalmış bu depolama kapları ve bu da bize kentin tarihi ile ilgili veriler sunmakta. Zira geçen yıl ulaştığımız sonuçlarda özellikle 713 yılında o Arap akınlarıyla kentin büyük bir bölümünün yangın geçirmiş olduğuydu. Burada da o yanık tabakasının devam ettiğini görüyoruz. Ancak bu yanık tabakası 8. Yüzyıldaki Arap akınlarıyla meydana gelen yanık tabakası mı yoksa daha sonra Geç dönemde bir yanık mı olduğunu şimdi ayırt etmemiz mümkün değil. Bu kazı sezonu sonunda buradaki yaşamın ne zaman terk edilmiş olduğunu daha detaylı verilerle ortaya koyabiliriz. Şimdilik sadece evin depo kısmında bulunmuş olan bu metaryellerle Bizans döneminde daha doğrusu Doğu Roma döneminde buradaki günlük yaşantıda tüketilen gıdaların neler olduğunu arkeolojik olarak belgelemiş bulunmaktayız.


Atriumlu evin tam arka tarafında ya da ikinci teras dediğimiz bölüm içerisinde Pitoslar bulundu. Geçen yıl yaptığımız kazıda bu bölümün tam arka tarafında bir geçiş koridoru bulunmuştu. Bu kor,dordan sonra bu tarafa devam ettiğimizde yan taraflarda dükkanlar açığa çıkarıldı. Ancak bu mekan içerisinde farklı bir düzen  olduğu ortaya çıktı. Bu mekan içerisinde pitos açığa çıktı. Daha sonra ileride diğer pitoslara ulaştık. Toplam 7 pitosun sıarlı bir şekilde buraya konulduğu anlaşıldı. Buluntulara göre buranın Geç dönemde 4. Yüzyıl sonrasında konutun kileri olarak kullanıldığını anladık ve bu ambarda saklanan malzemelerin büyük küpler içerisine konulmuş olduğu ve bugünde Yalvaç’ın ihtiyacını karşılayan nohut, fasulye, mercimek ve tabiki haşhaş gibi gıdaların burada korunmuş olduğunu burada konutta yaşayan insanların bu malzemeleri tüketmiş olduğu anlaşıldı. Tabiki arkeolojik açıdan oldukça önemli bir veri. Tahıl türü malzeme çok iyi korunan bir malzeme değil çok hızlı çürüyebilen bir malzeme. Bu yanık tabakasında ele geçmesinden dolayı çok sağlam bir şekilde ele geçti. Böylece bizim için güzel bir arkeolojik veri oluşturdu” diyerek sözlerini tamamladı.

Nurettin Arkan/Yalvaç

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Reklam kod içeriği yüklenmemiş.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ispartamanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.