Kovid 19 belası geçtiğimiz yıl Ramazan bayramını ailelerimizden ve sevdiklerimizden uzak geçirmemize sebep olmuştu. Aradan bir yıl geçti ve yine bir bayram arifesinde sevdiklerimizden, ailelerimizden ve daha da önemlisi ahirete intikal etmiş büyüklerimizin mezarlarını ziyaret edememenin burukluğunu ve hüznünü yaşıyoruz.
Tam kapanma ile son günlerde artan vaka sayılarını düşürmek için 9 günlük bayram tatilini de kapanmaya dahil eden hükümet umarım bu 17 günlük kapanmanın karşılığını alır ve bir sonraki bayramı evlerimizde değil, sevdiklerimizin yanında geçiririz.
Dünyayı etkisi altına alan virüse karşı bir yılı aşkın zamandır çaresiz kalan dünya sağlık örgütü milyonlarca insanın ölümüne, özelliklede Hindistan’da yaşananlara seyirci kalması insanlığın öldüğünü yaşasın kapitalizmin dediği bir dünya gerçeğini ortaya koyuyor. Eskiden bir kahvenin kırk yıl hatırı varken artık hatır, gönül ilişkileri yerini paraya, menfaate bırakmış.
Milyonlarca insanın öldüğü, milyonlarca insanın yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdiği, dahada önemlisi yüz milyonlarca insanın ölüm korkusu ile psikolojisini bozduğu bugünlerde aşıyı bulan ülkelerin sırf para kazanma derdine düşmeleri bu savaşı virüsün kazanmasına sebep oluyor. Oysa aşıyı bulan ülkeler formülünü diğer ülkelere de verse ve en kısa zamanda dünya üzerinde yaşayan insanlar aşılansa ve 21 günlük kapanmaya gidilse her şey kökünden kazınacak ve dünyada yaşayan herkes büyük bir oh çekecek.
Bugün arife, yarın bayram. Yine bir bayramı buruk geçiriyoruz ve gerçekten sevinçlerimiz hüzne, umutlarımız yarınlara kaldı. Her şeye rağmen yıkılmadık ve ayaktayız, buna da şükür diyor ve başta Ispartalı hemşehrilerimiz olmak üzere, tüm okurlarımıza, Türk İslam alemine, Filistin’de, Bosna’daki Müslüman kardeşlerimize ve İslam aleminin mübarek Ramazan bayramını en kalbi duygularımla kutluyor, sağlıklı ve yuvalarında huzurlu bir hayat diliyorum.