21. yüzyılın ikinci yarısı ve 22 yüzyılın başları ile birlikte dünyayı bekleyen en büyük tehlike küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanacak doğa katliamları olacak.
Öncelikle komşu ilimiz Manavgat’ta yaşanan ve tarihin en büyük orman yangını olarak kayıtlara geçen felaketin izleri uzun süre silinmeyecektir. Bu vesile ile başta Manavgat olmak üzere Türk halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. İnşallah devletimiz ve hayırsever Türk halkı buradaki yaraları el birliği ile kısa zamanda saracaktır.
Ekranlara yansıyan görüntüler ve fotoğraflar gerçekten içler acısı. İnsanların evleri yanmış, birçok evcil hayvanlar telef olmuş. Birçok savunmasız hayvanlar ormanlık alanda cayır cayır yanmış. Akciğerimiz ormanlarımız küle dönmüş ve çekilen bir fotoğraf var ki gerçekten ürkütücü ve üzücü. Adeta savaştan çıkmış, hayalet bir köyü andıran bu fotoğraf aslında olayın boyutunu en net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Böylesine bir yangını bugüne kadar görmemiştim. Binlerce gönüllü insan, yüzlerce araç, uçaklar dört bir yandan söndürme çalışmalarına rağmen rüzgar ve aşırı sıcak yangını körüklerken siyasetçilerin, yetkililerin çaresiz bakışları felaketin bir başka boyutunu gösteriyordu!
Evet, yazımın başlığında da ifade ettiğim gibi son günlerde Karadeniz’de yaşanan sel felaketleri ve arkasından Manavgat ve diğer illerdeki orman yangınları bize “Doğa insanoğlundan intikam alıyor” dedirtiyor. Sadece Türkiye’de mi, elbette hayır. Dünyanın birçok ülkesinde yaşanan doğa olayları binlerce insanın ölümü, yüzbinlerce insanın mağduriyeti ve maddi hasar bizlere gelecek için birtakım önlemler almamız konusunda aslında bir uyarı gibi görünüyor.
Doğayı korumak, kollamak ve tedbir almak bizlerin elinde. Özellikle sel felaketinin yaşandığı bölgelere bakıyorum. Çarpık yapılaşma, sağlıksız binalar, dere yataklarının yağmur suyuna elverişsiz olması gibi bizi yanlışlarımızdan sonra aklıma şu fikir geldi. Bundan sonra risk teşkil eden bölgelerdeki yapılaşmalarda zemin katlara oturma ruhsatı verilmemeli. İşyerleri zeminden en az 50 Cm yüksekte olmalı. Mimarlar, mühendisler ve şehir plancıları bu konuda ciddi çalışmalar yaparak olası sel felaketlerine karşı önlemleri şimdiden alarak gelecek nesillere daha sağlıklı bir yapılaşma bırakmalı.
Tekrar Manavgat’ta içimizi acıtan yangına dönmek istiyorum. Savcılık yangınla ilgili soruşturma başlattı şayet kasıt varsa ve ciğerlerimize, geleceğimize, malımıza, mülkümüze, hayvanlarımıza ve doğaya kastedenler yakalanırsa elbette cezalarını çekecektir. Yangını sabote eden ve bilerek yakanların öbür dünyada tıpkı yangın gibi cayır cayır yanacaklarından şüphem yok. Bunu yapanların vicdanları, insanlıkları yok!
GEÇMİŞ OLSUN MANAVGAT, GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM