Küresel ısınma beraberinde susuzluğu da getiriyor. Son yıllardaki küresel ısınma dünyanın ekolojik dengesini de değiştirmeye başladı. Göller yöresinde bulunan Isparta’nın birçok yerleşim yeri susuzluk çekiyorsa, diğer illeri ve yaşam alanlarını düşünemiyorum bile! İleri yaştaki insanlar, özellikle taşrada yaşayanlar bundan 40-50 yılı çok iyi hatırlarlar.... Benim çocukluğumda köy yerlerinde kışın yağan karı temizlemek için dama çıkılır ve kar sokağa dökülür sonrada 100 kiloluk taşla damdaki toprak su geçirmemesi için üzerinden geçilirdi. Sokağa dökülen kar nerede ise damın hizasına gelir ve bizler damdan dama geçebilmek için karın üstünden yürürdük. Günlerce erimeyen kar sokakta insan, araç ve hayvan geçişini uzun süre engellerdi. Sonuçta yaz aylarında kışın yağan karın bereketi yazın bol su ile verimli topraklardan elde edilen tarım ürünlerine yansır, yeraltı su kaynakları gümbür gümbür akardı!... Bugün geldiğimiz noktada kar yağmıyor, yağsa bile birkaç santimi geçmeyen ve kısa sürede eriyen yağışlara dönüşüyor. Yaz aylarında yağmur dualarına bağlanan umutlar tarım arazilerinin susuz kalmasının ötesinde artık insanların içme suyunu bile arar noktasına dönüştü. Burdur gölü kuruyor, Eğirdir gölü çekiliyor, Beyşehir gölü kan kaybediyor. Göletler dolmuyor, yeraltından akan doğal su kaynaklarında bir damla su bulunmuyor. Durum vahim mi vahim. Şayet devletler tedbir almaz ise gelecekte su savaşları kaçınılmaz. Dünya devletleri son 100 yılda nasıl enerji savaşları verdi ise, bundan sonraki süreçte su savaşları dünyanın dengesini değiştirecektir. Etrafı sularla çevrili yarımada ülkesi Türkiye’de su kaynakları iyi kullanılmadığı için zaman zaman yaşanan su sıkıntısı küresel ısınmanın artması ile birlikte her geçen yıl daha da belirgin ve ürkütücü hale gelmiştir. Konudan konuya atlıyoruz ama gerçekten bugün itibari ile kamuoyunun, özellikle şehirde yaşayanların umursamadığı ve hoyratça harcadığı suyu yarın mumla arayacağız. Başta Yalvaç ilçemiz olmak üzere birçok ilçemizde, beldemizde ve köylerimizde su sıkıntısı hat safhada. Bazı belediyeler içme suyunu tarımda kullananlara cezai işlem uyguluyor, bazı belediyeler ve beldeler içme suyunu günün belli saatlerinde vermiyor, yada veremiyor. Isparta merkezde de durum gelecek açısından endişe verici. Bir kısmının Eğirdir gölünden, bir kısmının da Darıderesi göletinden karşılandığı Isparta’nın içme suyunu daha çok tasarruflu kullanmamız kaçınılmaz. Eğirdir gölünden getirilen suyun Isparta belediyesine maliyeti yıllık 25 trilyon lira. Bu maliyetten kurtulmak ve Eğirdir gölünün çekilmesini önlemek adına Darıderesi 2 göletinin bir an evvel tamamlanması gerekiyor. Isparta belediyesinin bu konudaki hassasiyetini biliyorum. Enerji santrallerinin kurulması ile enerji giderlerini minimuma indirmek için çalışmalar yapılıyor. Umarım en kısa zamanda Belediyenin enerji giderlerini karşılayacak ve büyük bir tasarruf sağlayacak bu yatırım en kısa zamanda hizmete girer. Yine belediye başkanının girişimleri ile darıderesi 2 göletinin ihalesi ve yapım işi en kısa zamanda tamamlanarak şehrin su ihtiyacı merkezden karşılanır ve insanlar balık kokan Eğirdir suyunu içmek zorunda kalmazlar. Sonuç olarak canlıların yaşaması için gerekli olan suyu tasarruflu kullanmanın dışında, bu bilinci beyinlere yerleştirmemiz için daha çok gündemde tutamız gerekiyor. Dünya devletleri, bilim ve teknoloji enerji kaynaklarına, petrol ve doğalgaza alternatif çözümler üretebilirler ki, Güneş enerjisi ile çalışan araçlar zaman içerisinde petrol tüketimini azaltacaktır, yine güneş enerjisi ile ısınma ve diğer ihtiyaçlar karşılanabilecektir. Velhasıl enerji için alternatif oluşturabiliyorsunuz ama suyun alternatifi yok. Su yoksa hayat da yok, insanoğlu da yok. Su yoksa tarım yok, tarım olmayınca üretim yok, üretim olmayınca insanlar açlıktan ve susuzluktan ölecekler. Bir kez daha altını kalın harflerle çizmek istiyorum. N’olur su kullanımında daha bilinçli olalım ve bu bilinci toplumun her kesimine aşılayalım, anlatalım ve gerekirse uyaralım. SU HAYATTIR, CANDIR, KANDIR. SU KAYNAKLARIMIZI KORUYALIM, SUYU TASARRUFLU KULLANALIM. saygılarımla.