Isparta32 spor sezonun ikinci maçında kendi saha ve seyircisi önünde 1922 Konyaspor’a iki puan verdi. Ligin ilk maçında deplasmanda Bucaspor karşısında geriye düştüğü maçta beraberliği koparan Ispartaspor’da gözler hafta sonu oynanan 1922 Konyaspor maçına çevrilmişti.
Futbol için her şeyin müsait olduğu lig mücadelesinde skora hakemin kararları etkili olurken, Ispartasporun hücumdaki etkisiz atakları ve son vuruşlardaki beceriksizliği pembe yeşilli ekibi üç puandan ve zirve yarışından mahsur bıraktı!...
Bu sezon ilk defa seyrettiğim Ispartasporun mücadele azmini beğendim. Sezona iyi hazırlanan pembe yeşilli futbolcular özellikle Davraz’ın oksijen dolu havasını ciğerlerinde fazlası ile depolamışlar. 90 Dakika boyunca koşan, mücadele eden, kazanma hırsı ile oyununu sahaya yansıtan temsilcimizde gözle görülen eksiklerde vardı. Bu eksiklikler, ilerleyen haftalarda birlikte oynama, daha fazla antrenmanla giderilecektir. Teknik kadronun oyun planını uygulama noktasında daha fazla isabetli pas alışverişleri, son vuruşlarda daha etkili olmak, hücumda çoğalabilmek gibi alışkanlıklarımızı geliştirdiğimiz takdirde ilerleyen haftalarda içerde ve dışarda sürpriz sonuçlarla lige tutunabileceğimizi düşünüyorum.
Rakiplerin milyon transferlerine karşın mütevazı bir kadro kuran yönetim bütçe planlamasını doğru ve yerinde yapmıştır. Bu yıl ligde kalmak ve lige alışmak önemli. Gelecek yıllar genç ve yetenekli futbolcuların takıma kazandırılması ve hedefi biraz daha yukarıya çekmesi ile birinci lig hayalinin gerçekleşebileceğini düşünüyorum.
Önemli olan ikinci, ya da birinci lige çıkmak değil, süper lige bile çıkabilirsiniz! önemli olan oralarda uzun vadeli kalabilmektir. Altınordu örneği en güzel örnektir. Yıllardır birinci ligde zirveye oynayan, alt yapısını sürekli geniş tutan ve sürekli futbolcu ihraç eden bir kulüp olarak Türkiye’deki bütün kulüplere örnek olabilecek bir yapıya sahip.
Sonuç olarak Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, burnumuzun dibindeki Altınordu modelini şehrimize kazandırmak süper lige çıkmak kadar önemli.
Peki bunu başarabilmek için neler yapmalıyız.
* Alt yapıya önem vermeliyiz. Kulübün profesyonel takımının dışında en az üç futbol takımı daha olmalı. 15-17-19 yaş guruplarından oluşan bu takımların başındaki hocaların bölgemizin genç ve yetenekli oyuncularını takip ederek kulübe kazandırmaları çok önemli.
* Tesisleşmek şart. Ispartaspor A takımı ve genç takımların antrenman yapabilecekleri en az iki çim saha ile futbolcu, teknik kadro ve dışardan gelebilecek misafirlerin kalabileceği çok amaçlı sosyal tesis kulübe kazandırılmalı.
* Alt yapıya ciddi ödenekler ayrılmalı, alt yapılar ciddiye alınmalı, alt yapıda görev alan yönetici ve teknik kadronun tüm ihtiyaçları karşılanmalı.
* Kulübün mutlaka bir Scout ekibi, ( futbolcu izleme ve takip etme ) olmalı. Menajerlerin, eş dost ve akrabaların önerdiği futbolcular yerine Scout ekibinin birçok kez izlediği ve takip ettiği futbolcular kulübe kazandırılmalı.
* Futbolun içinden gelen kişilerin hem yönetimde, hem de alt yapı ve Scout ekibinde yer alması sağlanmalı. Böylece yıllarca kulübe hizmet etmiş ve futbolu bırakmış eski futbolcuların bilgi ve tecrübelerinden mutlaka faydalanılmalı.
Daha fazla detaya girmek istemiyorum. Geçmiş yıllarda da bu ve buna benzer birçok önerilerimin olduğu dosyayı kulüp yöneticilerine vermiştim ama hiçbiri uygulanmadı.
Sorunları tespit etmek, çözüm önerileri sunmak kolay, futbolu bilen birçok insanın görüşleri alınsa bu ve buna benzer öneriler ile karşımıza gelecektir. Önemli olan bunları uygulayabilecek ortamı oluşturmak ve hayata geçirmek. Bunları yapamıyorsak, bugünkü başarılar geçicidir, sunidir... Bugün Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, Atakan Yazgan ve ekibi ile bir başarı yakalanmıştır, yarın onların olmadığı dönemde bu başarıyı sürdürebilmek ve kalıcı hale getirebilmek için başka adımların atılması, kulübe sürekli gelir getirecek sistemin yerleştirilmesi, tesisleşme, alt yapı gibi önerilerimiz aslında kulübün sağlam temellere oturtulması adına ortaya koyduğumuz düşüncelerdir.
Kendi sahamızda oynadığımız ve uzun bir aradan sonra seyirci ile bütünleştiğimiz 1922 Konyaspor maçına hakemin yanlış kararları skoru etkilediği gibi seyirciyi de tahrik etmiş ve kötü tezahürat yapmaya zorlamıştır. Her şeye rağmen Ispartaspor taraftarı centilmenliği ve misafirperverliği ile anılmalıdır. Hiçbir tepki hakemin kararını değiştirmez. Seyircilerin % 50’sinin stada alındığı tribünlerde taraftarların sosyal mesafe kurallarına uymadığı bir ortamda tüm bu tedbirlerin amaçsız kaldığını söyleyerek yazımı tamamlamak istiyorum.