Siyasetinde, Ekonomininde, şehrinde nabzı herzaman sokakta atar. İki-üç insan biraraya geldiği zaman gündem, siyaset ve diğer konular olunca her kafadan bir ses, bir yorum çıkıyor. Peki sokakta vatandaş ne konuşuyor. Evet bu gerçekten çok önemli bir soru? Zira sokaktaki vatandaşın ne konuştuğu, ne söylediği önemli... İnsanlar olmadan millet, millet olmadan siyaset, siyaset olmadan demokrasi olmaz... Milletin ne dediğini dikkate almayan siyasetçide, siyasi partilerde bugüne kadar hep kaybetmiştir, yok olmuştur. Asıl olan millet ise, milletin ne dediğide pekale önemlidir. Millet burnundan soluyor. Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntı sadece Terör olayları değil!... Ekonomik sıkıntılarda kendisini göstermeye başladı. Huzursuzluk tavan yaptı. Ülke yeniden seçime gidiyor ama kimin umrunda.... Sokaktaki vatandaşın gündeminde siyaset ikinci planda... Çünkü siyasetin kısa dönemde istikrar getireceğine kimse inanmıyor. Önce huzur, sonra ekonomik rahatlık ön planda... Her gün şehit haberleri ile uyanan Türkiye, acaba yarın ne olacak diye düşünüyor... Ülkenin bana göre şuan için en büyük problemi Terör... Terör bitmeden ne siyasi istikrar mümkün, ne de ekonomik istikrar.... Terör sadece bir siyasi partinin çözeceği bir sorun değil. Terör tüm siyasi partilerin ortaklaşa oluşturacakları bir konsersiyumla çözüme kavuşturulacak bir sorun.... Sokaktaki vatandaş, olaya böyle bakıyor... 7 Haziran seçimleri sonrasında terörün çözümü için AK Partinin CHP, ya da MHP ile koalisyonu kurup bu terörü çözmesini bekliyordu.... Özellikle MHP’nin herşeye HAYIR demesine tepki gösteren vatandaşların çoğunlukta olduğunu söyleyebilirim. MHP’nin olmazsa olmaz kırmızı çizgileri böyle bir ortamda, yani terörün azdığı bir ortamda ikinci planda kalması gerektiğini düşünenler, MHP’nin koalisyonda yer alması gerektiğini düşünüyor... Siyaset güven kaybetmiştir ve bu güvensizlik sandığada yansıyacaktır. 1 Kasım seçimlerinde sandığa gitmeyenlerin sayısının çok olacağını düşünüyorum, bu bir tepki göstergesi olacaktır. Vatandaş sandığa giderek hür iradesini yansıtıyor ama siyasi partiler sandıktan çıkan sonuca sadık kalmayarak (Koalisyon hükümeti kurmayarak) Ülkeyi yeni bir macereya sürüklüyor. 1 Kasım seçimlerinin sonucu 7 Haziran seçimlerinin sonucu ile aynı olursa, yani tek başına bir iktidar çıkmazsa yine seçim mi olacak? Türkiye zor bir süreçten geçiyor ve siyasi partilerde bu zor süreçte büyük bir sınav veriyorlar. 1 Kasım seçimleri ülke için bir dönüm noktası olacaktır. Millet sandıkta bu mesajı birkez daha verecektir ve bu mesaj şayet algılanmazsa ve siyasi partiler 1 Kasım sonrasındaki süreci iyi yönetemezlerse, Türkiye’de çok şeylerin olabileceğini düşünüyorum... Bu senaryoları şimdiden yazıp insanların moralini bozmak istemiyorum. Gelelim seçim öncesinde siyasi partilerin adaylarına... AK Partide aday adaylığı müracaatı geçtiğimiz günşerde sona erdi. 7 Haziran seçimleri öncesinde büyük bir tevecühün olduğu AK partide bu kez aday adaylarının sayısı neredeyse yarı yarıya düştü. Daha önce aday adayı olan birçok isim bu kez risk alıp aday olmamamalarının en önemli sebebi partilerin seçimlere büyük oranda 7 Hazirandaki adaylarla gitme eğiliminde olmasından kaynaklanıyor. Özellikle Milletvekili seçilen isimler 1 Kasımda yeniden listelerde yerini alacaklar, belki kazanamayanlar arasından ufak tefek isimler değişebilir... 18 Eylülde siyasi partiler aday listelerini Yüksek seçim kuruluna bildirecek. Kesin listeler ise itiraz süresinin sona ermesinden sonra bu ayın sonunda resmi gazetede yayınlanacak. Adayların netleşmesinden sonra geriye kalan bir aylık süreçte seçim çalışmaları hız kazanacak ve seçmenin nabzı tutulacak. Bugünkü tablo Isparta’da sonuçları değiştirecek önemli bir hamle göremiyorum. Listeler kesinleştikten sonra daha sağlıklı bir analiz yapabileceğimi düşünüyorum. Yazımın başında da ifade ettim. sokaktaki vatandaşın gündeminde Terör ve ekonomi var. İnsanlar geleceğe umutla bakmak, huzurlu yaşamak istiyor. Saygılarımla....