Ispartadavrazsporla ilgili bir köşe yazıma gelen tepkiler üzerine bir süre yorum yapmayacağımı söylemiştim!...
Öncelikle sözümde durmadığım için herkesten özür dilerim.
Ben yazmazsam ölürüm arkadaşlar.
Kim ne derse desin bizim sevdamız, aşkımız herşeyimiz olan Ispartadavrazsporla ilgili elbette olumluda olumsuzda görüşlerimizi belirteceğiz. kırıcı ve yıkıcı olmadan eleştireceğiz, yeri geldiği zamanda alkışlamasını bileceğiz.....
1979 yılında geldiğim Ispartada, o dönemin futbolcularını görebilmek, antremanlarını izleyebilmek için okulumu astığım günler hala gözümün önünde. Deplasmanda yeşil pembe takımımızın maçlarını izyebilmek için bir hafta önce amela pazarına çıkarak çalıştığım ve maça gidecek harçlığımı çıkarttığım günleri unutmadım.
1980’li yıllarda ikinci ligde mücadele eden ıspartaspordaki Salim Çelebileri, Tarık Söyleyicileri, kaleci Sabahattin ve Hilmileri görebilmek için maç günleri tanımadığımız abilerimize rica ederek bizide içeri alın dediğimiz günleri unutmadık.
Ganileri, Oralları Nasuh ve Deryaları unutmadık. Deplasmanda Alanyayı-Karamanı yenerek şampiyon olduğumuz günleri de unutmadık.
Sahamızda İzmirspora 2-1 yenildiğimiz maçtan sonra beni staddan kaçırmalarına rağmen savcılığa gidip ifade verdiğimiz, ceza aldığımız günleri unutmadık. Biz yeşil Pembe renklere gönül vermiş, bedel ödemiş, onunla yatıp onunla kalkmış, gözyaşı dökmüş, sevinç çığlıklarını Atatürk stadının çimlerine gömmüş bir taraftar bir gazeteci olarak ne dünü unuttuk nede bugünkü yerimizi....
Şöyle geriye dönüp baktığımda tam tamına 37 yıl geride kalmış. Klübün 47 yıllık tarihinin 37 yılına tanık olmuş bir kişi olarak, bugüne kadar binlerce futbolcu, yüzlerce teknik direktör, onlarca klüp başkanı ve yönetici görmüş bir kişi olarak kalemimi bir kenara bırakıp olaylara seyirci kalamam.
Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün Ispartadavrazsporla ilgili yazmaya, görüşlerimi ve duygularımı kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğim.
Önceki günkü yazımdada ifade ettiğim gibi, son Akşehirspor maçında kazanacağımıza olan inancımı 90 dakika boyunca kaybetmedim ve skoru maçı birlikte izlediğim arkadaşlarıma bile söyledim.
İnanmak başarmanın yarısı. Futbolcularda, teknik heyette, yönetimde ve taraftarlarda kazanma inancı olduğu müddetce biz hedefe mutlaka ulaşacağız. Yakaladığımız hava, stadlarda oluşan ambiyans gösteriyorki bu takımın yeri bal ligi değil....
Hedeflerimizi daha yukarıya taşımak için büyük düşünmeliyiz.
Bal ligi deyip takımlarını küçümsemeden stada gelen taraftarlar bana göre görevini yapmış demektir. Görevini yapmayanlar taraftarlar değil, görevini yapmayanlar.
Bu şehirde para kazanıp, takıma maddi katkı sağlamayanlarda.
Ben yazmaya devam edeceğim. Bu arada süprizlerede hazır olun!...
YAZMAZSAM ÖLÜRÜM ARKADAŞ
Ispartadavrazsporla ilgili bir köşe yazıma gelen tepkiler üzerine bir süre yorum yapmayacağımı söylemiştim!...
Öncelikle sözümde durmadığım için herkesten özür dilerim.
Ben yazmazsam ölürüm arkadaşlar.
Kim ne derse desin bizim sevdamız, aşkımız herşeyimiz olan Ispartadavrazsporla ilgili elbette olumluda olumsuzda görüşlerimizi belirteceğiz. kırıcı ve yıkıcı olmadan eleştireceğiz, yeri geldiği zamanda alkışlamasını bileceğiz.....
1979 yılında geldiğim Ispartada, o dönemin futbolcularını görebilmek, antremanlarını izleyebilmek için okulumu astığım günler hala gözümün önünde. Deplasmanda yeşil pembe takımımızın maçlarını izyebilmek için bir hafta önce amela pazarına çıkarak çalıştığım ve maça gidecek harçlığımı çıkarttığım günleri unutmadım.
1980’li yıllarda ikinci ligde mücadele eden ıspartaspordaki Salim Çelebileri, Tarık Söyleyicileri, kaleci Sabahattin ve Hilmileri görebilmek için maç günleri tanımadığımız abilerimize rica ederek bizide içeri alın dediğimiz günleri unutmadık.
Ganileri, Oralları Nasuh ve Deryaları unutmadık. Deplasmanda Alanyayı-Karamanı yenerek şampiyon olduğumuz günleri de unutmadık.
Sahamızda İzmirspora 2-1 yenildiğimiz maçtan sonra beni staddan kaçırmalarına rağmen savcılığa gidip ifade verdiğimiz, ceza aldığımız günleri unutmadık. Biz yeşil Pembe renklere gönül vermiş, bedel ödemiş, onunla yatıp onunla kalkmış, gözyaşı dökmüş, sevinç çığlıklarını Atatürk stadının çimlerine gömmüş bir taraftar bir gazeteci olarak ne dünü unuttuk nede bugünkü yerimizi....
Şöyle geriye dönüp baktığımda tam tamına 37 yıl geride kalmış. Klübün 47 yıllık tarihinin 37 yılına tanık olmuş bir kişi olarak, bugüne kadar binlerce futbolcu, yüzlerce teknik direktör, onlarca klüp başkanı ve yönetici görmüş bir kişi olarak kalemimi bir kenara bırakıp olaylara seyirci kalamam.
Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün Ispartadavrazsporla ilgili yazmaya, görüşlerimi ve duygularımı kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğim.
Önceki günkü yazımdada ifade ettiğim gibi, son Akşehirspor maçında kazanacağımıza olan inancımı 90 dakika boyunca kaybetmedim ve skoru maçı birlikte izlediğim arkadaşlarıma bile söyledim.
İnanmak başarmanın yarısı. Futbolcularda, teknik heyette, yönetimde ve taraftarlarda kazanma inancı olduğu müddetce biz hedefe mutlaka ulaşacağız. Yakaladığımız hava, stadlarda oluşan ambiyans gösteriyorki bu takımın yeri bal ligi değil....
Hedeflerimizi daha yukarıya taşımak için büyük düşünmeliyiz.
Bal ligi deyip takımlarını küçümsemeden stada gelen taraftarlar bana göre görevini yapmış demektir. Görevini yapmayanlar taraftarlar değil, görevini yapmayanlar.
Bu şehirde para kazanıp, takıma maddi katkı sağlamayanlarda.
Ben yazmaya devam edeceğim. Bu arada süprizlerede hazır olun!...
Ekleme
Tarihi: 01 Kasım 2016 - Salı
YAZMAZSAM ÖLÜRÜM ARKADAŞ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.