KENDİNİZİ YANSITABİLECEĞİNİZ BİR ALANINIZ OLSUN
KENDİNİZİ YANSITABİLECEĞİNİZ BİR ALANINIZ OLSUN
Kadının Adı Var köşemizde bugün Isparta’nın tanınmış fotoğrafçılarından Mine Hanım’ın hikayesine yer verdik. Özellikle bebek fotoğrafçılığı alanında hizmet veren Mine Hanım mesleğini ve minik bebeklerle çalışmanın kendisinde yarattığı huzuru Manşet Gazetesi’ne anlattı. Biz de kendisine mesleğinde başarılar diliyoruz.
Manşet: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz...?
‘Ben Mine GÖK, 1996 doğumluyum. Evliyim ve 1 çocuk annesiyim. Aslen Mersinliyim şu anda eş durumundan Isparta’da yaşıyorum. Cumhuriyet Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum.2019 yılından beri aktif olarak bebek fotoğrafçısı olarak hizmet vermekteyim. ‘
EŞİM TEŞVİK ETTİ
‘Fotoğrafçılık alanında ilerlemem aslında eşim vasıtası ile oldu. Kendisi de üniversite yıllarından bu yana bu sektörde çalıştığı için bana çok destek oldu. İlk olarak üniversite son sınıftayken bu fikir gündemimize geldi. Araştırmaya başladık ama o dönem sadece bakıp araştırıyorduk. Isparta’ya geldiğimizde bir anda ciddiye bindi ve hızlandı. Gerekli eğitimleri tamamladım ve birden kendimizi stüdyo hazırlığı içerisinde bulduk. Stüdyo ekipmanlar aksesuarlar derken bir taraftan da acaba yapabilecek miyim? Diye bir kaygım vardı. Çünkü çok hassaslar ve insan başlangıçta tedirgin olabiliyor. Daha sonrasında 2019 yılı ekim ayında ilk bebeğimizin çekimini yaptık. En büyük destekçim her zaman eşim oldu. Zamanla tanıyarak öğreneceksin, şöyle olmazsa böyle olur diyerek her zaman beni motive etti.’’
ZAMANLA ÇEKİM SÜRELERİM KISALDI
‘Aslında korkarak başladım diyebilirim. Sonuçta kendi yeğeninize dokunmuyorsunuz ve annenin o dönemdeki hassasiyeti tedirginliği çok yüksek oluyor. İlk çekimlerim 3- 4 saati bulabiliyordu ama şu anda yaklaşık 2 saatte tamamlıyoruz. O dönem bir yeni doğan hemşiresi ile ilerliyorduk. Sonraki süreçte dokunup hissettikçe daha hızlı ilerlemeye profesyonelleşmeye başladım.’’
BEBEKLER HER ŞEYİ HİSSEDİYOR
‘Her bebek o kadar farklı ki. Gün içerisinde aldığım ilk bebek çok sakinken ikincisi çok hırçın olabiliyor. Şu an çok küçük hissetmiyordur farkına varmıyordur diye düşünüyordum ama zamanla öyle olmadığını anladım. Kapıdan girdikleri ilk anda farklı bir yere geldiklerini anlıyorlar ve tüm atmosfer değişiyor. Onlara dokunduğunuzda ‘bu dokunan annem babam değil bana bir başkası dokunuyor ‘diyerek huzursuzlanmaya başlıyorlar. Bazen kendilerini hiç bırakmıyorlar ve çekimi ertelediğimiz durumlar oluyor.’’
BEBEKLERİMİZİN UYUMASI ÖNEMLİ
‘Yeni doğan çekimlerini ilk 12 gün içerisinde yapıyoruz. Bunun en büyük nedeni uykularının derin olması ve vücut elastik yapılarının daha esnek olması. Bu pozlandırmada kolaylık sağlıyor. Tüm aksesuar ve kıyafetleri biz temin ediyoruz ailenin sadece bebeğin kişisel eşyalarını getirmesi yeterli oluyor. Annemiz sadece bebeği besleme görevinde oluyor diyebiliriz, annemizi yormadan her anlamda destek olarak çekimi tamamlıyoruz. Konsept kurarken yardım eden babalarımız oluyor. Bunun yanında erken doğum yada kuvezde kalan bebeklerimiz için de kuvezden çıktıktan sonraki ilk 5 günü baz alıyoruz. Bazen ailelerimiz bunu bilmeden geliyor, bebeğimiz 20 -25 günlük olabiliyor. Bu durumda da bebeğin uyku ve gaz durumuna bakıyoruz. Bebeğimizin uyku saatinde olması bizim için daha iyi çünkü ilk zamanlar bebeklerde gözler kayıyor biraz ve o kaymalar fotoğraflarda belli oluyor. Bunun yanında eller ayaklar hareket ediyor, fark etmeden yüzünü çizebiliyor. Bu sebeplerle uyumaları bizim için önemli onları da strese sokmadan yormadan çekimi gerçekleştirmek için.’’
SOSYAL MEDYADAN ÇOK ETKİLENİYORUZ
‘Yeni doğan çekimi aslında son 8-10 yılda popüler oldu ve bunda da en büyük etken sosyal medya diye düşünüyorum. Çünkü insanlar orada gördükçe popüler oldu. Burada toplumun elverişli olması da etken. Küçük şehirlerde böyle şeyler daha geç duyulurken büyük şehirlerde daha uzun süredir bu alanda çalışan fotoğrafçılar var. Bunun yaşanılan şehrin potansiyeli ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Şu anda tüm şehirlerde yaygınlaştı elbette... Biz de hayatımıza yön verirken bir nebze de olsa etkileniyoruz sosyal medyadan. Özellikle yakın çevremizde gördüklerimizi kendimize uyarlıyoruz.’ Benim çocuğumun da olsun ‘ diyoruz.’’
İNSANLAR YENİLİKLERE AÇIK OLMALI
‘Eşim fotoğrafçılığa ilk başladığında Sivastaydı. O dönem drone ile video çekimi gerçekleştirecekti ve ilk defa yapacaktı. Ona herkes yapamazsın dedi . Burada hiç kimse bunu istemez diyenler oldu ve o sezon tüm gelin damatlarda drone kullandılar. Ondan öncesine kadar sadece stüdyo çekimi yapılırken dış çekim yapacağım dediğinde ‘burada bu soğukta kimse dış çekim yapmak istemez’ demişler ve o sezon hep dış çekim yapılmış. Aslında insanlar da birbirinden etkilenerek yenilikleri kabulleniyor.’’
SEKTÖRDE İLETİŞİMSİZLİK VAR
‘Çalıştığımızın sektörün en büyük probleminin uyum içerisinde olunamaması olduğu düşüncesindeyim. Anlaşılan konuşulan bir fiyat politikasının izlenememesi diye düşünüyorum. Bizim bebek fotoğrafçılığı alanındaki en büyük sorun bence iletişimsizlik… Anlaşamadığımız noktalar oluyor söylenen fiyatlar uyuşmuyor ya da fikir alışverişi yapmıyoruz.’’
BABALAR ÇOK TEMKİNLİ VE KORUMACI
‘Genelde bebek fotoğrafçılığı alanında kadınlar çalışıyor bence bir erkek için daha zorlayıcı olur diye düşünüyorum. Kadının yapması anne ile iletişim kurmak açısından daha kolay. Şu da var ki babalar ile iletişim kurmak daha zor (gülüyor). Az önce bahsettiğimiz benim çocuğumun da olsun fikri genelde annelerden çıkıyor. Babalar daha temkinli ve korumacı oluyor. Ama çekimi tamamladıktan sonra çok memnun ve mutlu şekilde ayrılıyorlar.’’
‘’İşimi çok severek yapıyorum ve buradan herkesin mutlu şekilde ayrılması için uğraşıyorum. Kimseyi kırmadan, sorunsuz çekimler yapmak için, ailelerimi memnun etmek için elimden geleni yapıyorum.’’
İKİ BEBEK AYNI ANDA AĞLARSA…
‘’Fotoğrafçı bir annenin oğlu olunca elbette oğlumun da yüzlerce fotoğrafı var. Bir konsept hazırlarken önce onda deniyoruz. Bu konuda şanslı ve fotoğraf çekinmeyi de seviyor. Çalışan bir anne olarak 38.haftama kadar stüdyoda çekim yaptım. Doğumdan sonra da 20.günde çekim almaya devam ettim. Oğlum da burada büyüdü aslında, ben çekimdeyken burada pusette yanımda oluyordu. Eşim de burada olduğu için birlikte paslaşarak ilerledik. Yaklaşık 7 -8 aylarına kadar da böyle devam etti. Sonrasında hareketlenmeye başlayınca her yeri keşfetmek istedi, çoğu çekimde de yanımda olmuştur , gelen bebekleri güldürmüştür. Ama en çok zorlandığım an ikisinin aynı anda ağladığı zamanlar oluyordu. Çekimdeki bebeğimiz ağlarken burada oğlum ağlıyordu, eşim de bir yere kadar idare edebiliyordu çünkü beni istiyordu. Şu da var ki şu an tüm programımı oğluma göre ayarlıyorum. Bu anlamda esnek çalışmak ve kendi işimin olması büyük bir avantaj.
GÜLERYÜZ ÇOK ÖNEMLİ
‘Bu sektörde çalışmak ilerlemek isteyen kadınlara da bol bol araştırma yapmasını tavsiye ediyorum. Çünkü bu o kadar açık bir yelpaze ki herkesin kendine ait bir stili olmalı. Kişi sadece yeni doğanda ilerlemek istiyorsa sadece yeni doğan alanında çalışmak, yaş fotoğrafçılığında istiyorsa yaş olarak çalışmalı; ikisini birlikte yapacak olan kişinin iyi bir çalışma hacmi olmalı. Çünkü iki alan da birbirinden çok farklı. Bir de her zaman yılmadan güler yüzlü olmak çok önemli. Bir kadının çalışabileceği çok güzel bir alan, her gün işe isteyerek gidebileceğiniz bir alan diyebilirim. Elbette hırçın bebekler de oluyor burada da sabır çok önemli sabrı olmayan bir kişi bu işe hiç başlamamalı. Burada bir buçuk saat boyunca ağlayan bebekler de oluyor.’’
EŞİT ŞARTLARDA ÇALIŞMALIYIZ
‘Bu alanı merak ederek küçük küçük başlayan, evinin bir köşesini hazırlayarak geliştirmeye çalışan insanlara saygım var; nihayetinde her işte olduğu gibi bu iş de risk ve bir alana atılıyorsak o alanda temkinli adımlarla ilerlemek gerekiyor. Ama sonrasında bunu sürekli olarak devam ettirerek herhangi bir resmiyete dökmeden devam edilmesinden rahatsızlık duyuyorum. Sonuçta aynı işi yapıyorsak eşit şartlarda olmalıyız.’’
SON CÜMLE…
‘Kendi işini kurmak isteyen ya da bir şekilde kendisi için bir şeyler yapmak isteyen kadınlara asla vazgeçmeyin demek istiyorum. Birazcık sıkın dişinizi ve içinizde tutun çünkü ister istemez ‘sen yapamazsın’ diyenlerle karşılaşacak. Yılmayın, ayakta kalın ve bir hayaliniz varsa kesinlikle gerçekleştirin. Tökezleyebilirsiniz, düşebilirsiniz yeniden kalkıp tekrar düşebilirsiniz ama vaz geçmeyin ve sabırlı olun. İşinizde her zaman özverili olursanız başarı da bunu takip edecektir. Ne olursa olsun bağımlı olmayın ve kendinizi yansıtabileceğiniz bir alanınız olsun…’’
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.